1. 601.
    +5 -1
    #einstein mode on#

    [özetini baştan veriyim: din, gerçeğini bilmeden yalanını uydurmaktır, ayakta kalmasının tek sebebi, doğrusu bilinmediği için detayda bazı farklılıklarla beraber haklı çıkma olasılıklarıdır. bu olasılık dinler için azalmaktadır ama tanrı olgusu için sabittir.] şimdi isteyen devdıbını okusun:

    önceden bu başlık altında yazdıklarım arada kaynamış, bana cevap verilmemesini anlıyorum, agnostizm ne zaman konuşsa karşılığı sessizlik olur zaten, dert değil. laflar hazırladım koçlar buyurun başlayın okumaya:

    evrim konusuna bi açıklık getirelim: tüm diğerleri gibi (özellikle de big bang) evrim teorisinin de teori seviyesinde kalmasının sebebi içeriğin "ne"yliği ile ilgili değil "nasıl"lığıyla ilgilidir. çünkü bilim din gibi olayın "evrim var" kısmıyla ilgilenmez sadece, bunun için matris çıkarmaya, genotip hesaplamaların kodon gruplarının anlamlarını oturtmaya da çalılşır. kimsenin aklında soru kalmasın, evrimin teori olnasının sebebi bu tip detayların kesinliğe kavuşmamasıdır. yani "darwin'e ait olan" evrim, detayda sabit standart sapmalar koyulamadığı için kanunlaşamamaktadır. diğer bilim adamlarının darwinden bağımsız evrim teorileri de vardır. mesela lamarck darwin'den önce evrimden bahsetmiştir. detayları bir kenara bırakırsak, evrim vardır ve kesindir bebişlerim, bilim dünyası evrimin var olup olmadığını değil, nasıl işlediğini ve nasıl şematize edilmesi gerektiğini tartışıyor 90'ların başından beri. "ama kesin değil ki!" mevzusu masaldır, geçmişte din dünyanın düz olduğunu da söyledi, zorla küresel olduğunu bilen adama da bunu söyletti, hiçbir inanç argümanı %100 mantıkla bağdaşmaz, öyle gibi davranmayın,"inanmak" vve "bilmek" farklı şeylerdir. Bilim bilmeye çalışma prosesi iken, inanç, bilinmeyene en çok yakışan kurgudan anlam çıkarma prosesidir.

    eğer nükleer enerji mühendisliğinden ders alıyosanız, big bang olayının da evrime benzediğini görürsünüz, açıkçası gökbilim ve kuantum konusunda tartışacak kadar bilgim yok, ama ehlinden çok dinledim bunu ve söyleyebilirim ki evrime benzer tartışmalar burada da dönüyor. hatta entropy mevzusunda bir arkadaş evrenin sürekli genişleyip birden büzülen ve tekrar patlayan bir yapı olabileceğinden ve bunun tanrısız bir reenkarnasyon inancını andırdığından bahsetmişti, çok hatırlamıyorum orasını, umrumda da değil zaten. söüzümün özü, belli bir start ya da restart noktası ayrıca evreni böyle olmasının sebebi olan katastrofinin zincirleme bir akışı var ve "hiçten varoldu" gibi birşey yok bunu da kabul etmekle kalmıyor biliyoruz artık. demem o ki konuşan yılanı, köprücük kemiğini ya da "eden bahçesi'ni" unutun artık koçlar. hepitopu mal gibi bi galaksi var ve hiçbir amaçlılık yok bunda. amaçlılığı olan şeyde katastrofi olmaz. katastrofi rasgelelik alameti olan bir unsurdur.

    ikincisi ise allahsız (ateist) ya da allahı kayıp (agnostik) panpalara:

    dini pozitif bilimle çürütmeye çalışmak bilim erbabı için kolay ama dindar adama karşı zordur, bill maher'ın "religulous" diye bazı kısımlarını eleştirdiğim ama genel olarak süper olan bir belgeseli var, orada koyu katoliğin biri "benim dediğimi kabul etmeyen bilim addıbının dediğini ben ne diye kabul edeyim?" diye soruyor. bunun "bilimadamlarının hepsi inancı silmek için çalışıyor" gibi salakça olanlarından tutun da, "eğer matrix gibi bir yerdeysek, tüm bu dini reddeden veriler, kendisini gizlemeyi amaçlayan ve sezgi yoluyla bulunmak isteyen bir tanrının 1 saniyede beynimize upload ettiği şeyler olabilir, sonuçta bunlar algılarımızın sunduğu veriler ama algılarımıza ne kadar güvenebiliriz, onlar ne derece gerçeğe işaret ediyor?" şeklinde gnostizm ve felsefe karışımı sorularla kanıtlanamazlığa sığınan zekilere kadar geniş yelpazede size savunmada bulunurlar.

    ama dinin çıkışı atomda değil, hücrede değil ki dostlar. dinin çıkışı toplumda, insan pgibolojisinde. cevap bulmak için bence freud okunmalı, lacan okunmalı, ya da türlü filozoflar (alman ekolü ya da fransız ekolü olabilir) okunmalı, sosyologlar okunmalı. dinin yalanlandığı nokta bugün biyolojidir ne biliyim fiziktir gök bilimdir. bunlar da akıllı adam için zaten anca bilinmezliğin kapısını açarlar, bilinmeyen hakkında kesin yorumda bulunmanın düşmanıdır bunlar, tabi bu bilinmeyen kesinlerin(!) arasında tanrı başı çekitiği için en çok ona saldırılır haliyle. ama dinin tartışılması gereken kısmı bunlar değil, bu kaleleri bilim aldı zaten. bugün dinin sorunu "erk sorunudur" "etik sorunudur". ilerlemek için daha fazla bize tehditle aba altından sopa gösterip "cehennem" diyen bir tanırının otoritesine ihtiyacımız var mı? yoksa harmoniyi kendiliğinden mi yakalamalı insanlık? soru budur. hatta vicdanın ne olduğu, erdemli ve iyi olmanın ne olduğu, insanın özünde neye yatkın olduğu tartışılmalıdır artık.

    sorun hakikaten erk sorunudur, bu erk ne kadar gerçel ya da sanal olursa olsun.

    bitti panpalar, amacım son noktayı koymaktı birazda, uzun oldu kusura bakmayın. aydınlananlar şukulasın (edit: baya insan aydınlanmış demek ki, siz de sağolun.)

    2. einstein mode off#
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster