/i/Saçmalamaca

Bu altincide saçmalamak serbest !
  1. 1.
    +1
    yaz yaklaşırken aile bireyleriyle tatilde gidilecek yer konusunda istişare edilmektedir. evdekilerden her yaz denize gidiyoruz ya, bu yıl karadeniz turuna ne dersiniz?, hatay civarına kampa gidelim de çok suriyeli vardır orada, denize gireceksek haziran gibi girmeyelim su çok sıcak oluyormuş. gibi yorumları dinlenir ve söz hakkı size gelir. tatil yeri konusunda net bir fikir ifade etmeniz istenir. bir anda fikir ifade etmenin sorumluluğunun yükü günlerdir ülkede süren gergin ortamla birleşince şu sözleri çıkarırsınız ağzınızdan dimdik bir duruşla:

    ne ılgaz dağı ne üzüm bağı!

    evdekiler size şaşkın şaşkın bakar ve bu ani sözünüzde bir anlam arar. sizin bir anda siyasete girdiğinizi ve 2-3 haftalığına ilkeli davranacağınızı, sonra çıkarınıza göre bir şeyler yapacağınızı düşünürler. daha sonrasında galeyana gelip size hep bir ağızdan tepki vermeye başlarlar.

    sen kimsin de bir anda böyle kanaat önderi oldun be adam!, bu üstenci tavırlar üzerinde çok sakil duruyor, bilgin olsun., sen bizim görüşlerimizi bölüyorsun. ileride başını dağlara taşlara vuracaksın! tarzı tepkiler alırsınız ve bir anda milliyetçilik damarınız kabarır. irlandalı turistlerin hep birlikte bir türk kardeşimizi dövmesine bile tepki göstermeyen siz bu ithamlar karşısında geçici milliyetçi olmuşsunuzdur adeta.

    ''siz ne saçmalıyorsunuz bre! siz bu ailenin santim santim kazandığı özgürlüğü, birlik beraberliği, kendi içimizdeki çekirdek düzeni gözünüzü kırpmadan satabileceğinizi mi sanıyorsunuz? siz milliyetçiliği, cumhuriyeti, insanlığı çankırı'dan mı geçireceksiniz? kastamonuluya mı diyeceksiniz beni anla diye? siz o ılgaz dağı'ndakilerle beraber mi yürüyorsunuz? söyleyin, ne çıkarınız var! ruhunuzu kaça sattınız? söyleyin, yoksa yakarım bu aileyi. söyleyin ulan!

    ailedeki herkes size delirmişsiniz gibi korkarak bakar. evin annesi sizden uzak yürüye yürüye bitmiş çayını sehpanın üstüne koyar. baba size sinirli bakıyordur fakat olayı lehinize çevirebilirseniz fizik gücünü kullanmayacağının da sinyalini veriyordur. siz artık yapıcı konuşmak zorundasınızdır. ve telaşla kekeleyerek şunları söylersiniz:

    be be beni yanlış anladınız siz ya. daha doğrusu ben yanlış anlattım. benim çankırı'yla kastamonu'yla ne derdim olur? hepimiz aynı gemideyiz. hani ben diyorum ki oralar kış turizmine daha bir uygun. bursa uludağ gibi, erzurum palandöken gibi. ılgaz dağı'na kışın gideriz, şimdi kasvetli olur. üzüm bağını da bilmeyiz etmeyiz. oradaki üzümleri mundar ederiz yetiştirelim derken. biz tarım ailesi değiliz, turizm ailesiyiz. kim uğraşacak üzümüyle bağıyla? gelin biz gidelim ayvalık'a erdek'e. deniz görürüz de sakinleşiriz. nasıl fikir?

    rahatlayan ev sakinleri son sözlerini söyler ve uzlaşı sağlanmış olur.

    böyle desene be evlat. tamam tamam oraya gidelim madem. hanım sen toplamaya başla valizleri, ben de bilet fiyatlarına bakayım. sen de git ekmek al isyankâr * fırından yeni çıkmış olsun.''

    çakar çakmaz çakan çakmak gibi parlamadan, gaza gelmeden konuşmanın önemi bir kez daha anlaşılmış olur. siz de anlayın. bize müsaade, ortalık kalsın sade *
    ···
   tümünü göster