/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +2
    yapan kişi için belli ki son derece normal fakat tanık olan kişi/kişiler için şaşırtıcı, hayret ve merak uyandırıcı bir davranış biçimi. insanın hayatta görebileceği şeylere karşı şaşkınlığını ve afallama evrelerini en aza indiren, toplumun henüz hazır olmadığı bir devrim hareketi adeta. hele ki bugünün gerginleşmiş, mutsuzlaşmış türkiyesinin. izban bekliyorum geçenlerde, son derece dalgın ve düşünceli bir hâlde. şık giyimli, yakışıklı ve kendinden emin tavırlı genç bir abi bana yöneldi ve "nasılsın?" sorusunu sordu. şaşkınlıkla karışık bir memnuniyetle "iyiyim, siz nasılsınız?" dedim çünkü iletişimden kaçınan bir hergele gibi bütün soruları cevapsız bırakmak bünyeme, kimliğime ve ruhuma yakışmazdı. şık giyimli adam, "ben de iyiyim." dedi ve mesleğini, gezip gördüğü yerleri anlattı kısaca. kendi mesleğine dair bana da bazı tavsiyeler verdi.

    fakat bütün bu eylemler sıradan, renksiz bir üslupla değil de hafif pgibopat, fazlasıyla komik ve nasıl göründüğüne aldırmayacak kadar özgüvenli bir tavırla yapıldı o şık giyimli, erzurumlu yazılımcı abi tarafından. mesela konuşmanın tam ortasında "uyy nuri babacuğumm" dedi bana. ben güldüm tabii ama bir sonraki, hatta beş sonraki hamleye karşı da hazırlıklarım başlamıştı yavaş yavaş. çünkü ilk defa gördüğü ve daha tanıma aşamasında %0,00056'lık bir aşama kaydedebildiği birine "uyy nuri babacuğumm" demek her yiğidin harcı değildir. bunu survivor (bkz: taner tolga tarlacı) bile yapmaya çekinir kuvvetle muhtemel. sonra bir düşündüm; bu repliği (bkz: akasya durağı)'nda ali kemal, nam-ı diğer ali kefal söylüyordu. oyuncunun gerçek adı (bkz: ateş fatih uçan) idi ve ilginçtir, o da erzurumluydu. acaba ben ateş fatih uçan ile mi tanışıyordum? çünkü yeni tanıştığı birine akasya durağı'ndan bir replik söyleyip gülmeyi ancak ateş fatih uçan'ın kendisi yapabilirdi. başkasının aklına bile gelmezdi muhtemelen. ama "yok yok" dedim sonra, ateş fatih uçan'ın işi gücü meşgalesi yok da yazılım öğrenmeye mi başlayacak? ona benzer biridir diye düşündüm ve diyaloğa devam ettim.

    daha doğrusu devam ettirildim. karşımdaki şık giyimli, erzurumlu, hitabeti ve mizahı güzel abi beni bu absürt konuşmaya resmen çekti ve ben istemsizce cevaplar verdim ona. bir ara muhtemelen bilmediğim bir replik daha söyleyip yine güldü ama ben anlamamış gibi yapmamak için o gülmeye eşlik ettim. benim şaşkınlığımı fark etmiş olacak ki kendi şivesini de olaya katarak "ben biraz fıttırığım, şıttırığım" dedi. ben de kibarca "estağfurullah abi" desem de aramızdaki absürt olaylar zinciri ancak gerçek bir fıttırma ve şıttırma hâli ile açıklanabilirdi. benim hakkımda birkaç şey daha öğrenip bana gerçekten güzel tavsiyeler verdi ve yanımdan ayrıldı. izban geldi ve bindim; artık farklıydı vagonlarımız, kaderlerimiz ve yönelimlerimiz. birlikteliğimizin bitişi üzmüştü tabii ama yaşandı diye de sevindim. tabii diyalog biraz daha devam etse ve ben (bkz: maskeli beşler kıbrıs), (bkz: yahşi batı), (bkz: kolpaçino bomba) veya (bkz: çocuklar duymasın) gibi dizi ve filmlerden repliklere de maruz kalsam fena olmazdı diye bir düşünmedim değil. o potansiyel vardı çünkü *
    ···
   tümünü göster