/i/Günlük

    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +1
    Evet, bugün benim doğum günüm. Bir yaş daha aldım ve bir sene daha yaşlandığımı hissediyorum iliklerime kadar.
    Bu seneyi değerlendirmek gerekirse, son iki senenin sıradanlığında, az aksiyonlu, az stresli, az kaygılı bir yıl oldu benim için.
    Bu sene diğer senelere göre daha az insan tanıdım. Daha az insanın derdini dinledim. Daha az kendimi geliştirmiş gibiyim. Tanıştığım kişilerinde bana bir katkısı olmaması bu seneyi tamamen vasat bir sene olarak ilan etmeme sebep oldu.
    Bu sene de diğer seneler gibi her zaman haklı çıktım. Her daim haklı çıkmanın verdiği yorgunlukla yaşıyorum. Gerçekten her daim haklı olmak kadar kötü bir şey yok. 6. His mi diyorlar buna? Bilmiyorum.
    Ama düşündüğüm şeyler genel olarak gerçek çıkıyor. Bir kişiyi tanımama, görmeme ya da konuşmama gerek yok. Kişi hakkında tahminlerim doğru çıkıyor hep. Ya da bir kişinin ne düşündüğünü, derdinin ne olduğunu anlayabiliyorum.
    Bazen bu yaralıyor ama. "Belki bu sefer haksız çıkarım, belki bu sefer sadece saçma düşüncelerdir." diyorum ve umut ediyorum, öyle olmaması için. Ama sonucu değişmiyor. Düşündüğüm şekilde oluyor hep.
    Normal insanlarda düşüncelerimin gerçekleşmesini görmek sevinç verici ama sevdiğim insanlarda bu hiç öyle olmuyor.
    Biliyorum, ne yapacağını biliyorum. Sonucunda ne yaşayacağını biliyorum. Neden yapacağını biliyorum. Ne yaptığını biliyorum. Her şeyi biliyorum. Onun 6 ay sonrasında yaşıyorum. 6 Ay sonra ne yaşayacağını, ne hissedeceğini biliyorum. Her şeyi...
    Ama bilmem bir şeyi değiştirmiyor. Ne diyeceğim? Yapma mı diyeceğim? Niye diyeyim ki? Bunu niye yapayım? Yaşadığı hayat onun hayatı. Dışarıdan müdahalede bulunmadan kendi kararlarıyla kendi aldığı aldığı kararların sonucunu yaşaması gerekiyor herkesin.
    Hayatımda aldığım kararların neredeyse tamamında yanımda olan, yaşadığım sıkıntılarda her daim ne olursa olsun yanımda olan kişiyi bile uyarmadım ki ben. Uyaramam çünkü. Uyarmam onun belki tüm hayatını değiştirecek, iyi ya da kötü. iyi olması sıkıntı değil ama ya kötü olursa? Uyarırsam sonucunun ne olacağını bilmiyorum.
    Ben, sonunu bilmediğim hiçbir şeye girmem eğer çıkarım yoksa. Mesela bazı şeylerin sonunu bile bile devam ettim. Biliyorum nasıl biteceğini. Sadece ne zaman biteceğini bilmiyordum. Bu da benim elimde olan şeyler değildi. Karşılıklı çıkar ilişkilerine hiçbir zaman karşıt olmadım.
    Mantık ilişkilerinin aşk ilişkilerinden daha iyileştirici olduğunu düşünüyorum. Mantık ilişkileri her daim benim için avantajlı olmuştur.

    Her neyse.

    Evet, bir sene daha insanların hayatlarını oyun hamuru gibi şekillendirdim.
    Evet, bir sene daha kendi çıkarım uğruna her şeyi, herkesi riske attım.
    Evet, bir sene daha insanların düşüncelerini manipüle ettim.
    Evet, bir sene daha insanlardan tiksinti duydum.
    Evet, bir sene daha insanlar benden tiksindi.
    Evet, bir sene daha narsistliğim devam etti.
    Evet, bir sene daha mücadele verdim.

    Ben, bunlardan şikayetçi değilim. Narsist olmam, insanların benim hakkımda düşünceleri. Hiçbir şey umurumda değil. Ben, benim için önemli olan tek şeyi kaybettikten sonra bir şeylerin mücadelesini vermeyi bıraktım.
    Şu an, son 10 senemin belli olduğu yerdeyim. Yaşadığım bu 10 senenin nasıl geçeceği, her şeyin planlandığı o mistik yerdeyim. Burası gerçekten çok mistik benim için.
    Yanımda ise o kişi.

    Beni insanların gözünde Tanrı gibi gösterip aynı insanların gözü önünde hiçbir değerimin olmadığını gösteren o kişi.
    Bana hayatımda göremeyeceğim, yaşayamayacağım şeyleri gösterip yaşatıp sonra hiçbir değerimin olmadığını gösteren o kişi.

    Evet, sen olmasaydın belki bu kişi olmazdım. Belki bu kadar kendimi beğenmezdim. Belki hiçbir zaman insanların hayatlarıyla ilgilenmeyecektim.
    Sıradan bir insan olacaktım belki. Sıradan biri olmayı çok isterdim. Senin olmadığın bir hayatı çok isterdim. Senin olmadığın bir hayatta, kuzey ışıklarını onunla beraber izleyebildiğim bir hayat için her şeyden vazgeçerdim.
    Hatta, sadece senin olmadığın ve onun olduğu bir hayat için her şeyden vazgeçerdim.

    Evet, bu karakteri sen yarattın. Evet, bu karakteri yaratmak için tüm bilgi birikimini aktardın. Her şeyinle mücadele ettin. Evet, benim için her şeyi yaptın.
    Ama beni sadece bir köle olarak yetiştirdin. Senin işlerini kolaylaştırmak ve sen bu insanlardan sıkıldığında bile o insanları dizginleyecek, onları kırbaçlayacak bir vahşi istedin ve yarattın.
    insan pgibolojisi öğrettin, çünkü insanları en kolay şekilde dizginlememi istiyordun.
    Vahşiliği öğrettin. insanlara nasıl kendi rızalarıyla işkence edebilirsin diye bir insana niye öğreti verirsin?
    Pgibolojik, fiziksel, cinsel. Her türlü zarar verecek şeyleri öğrettin. xx Yaşındaki çocuğa...

    Sadece birkaç sene sonrasında insanlar üzerinde nasıl bir etki oluşturacağını görebilmek için her şeyi denettirdin.
    "Kaçacak yeri olmayan saldırır diyorlar. Karanlık bir oda gibi düşün. Ona kapı deliğinden düşecek bir ışıktan bile daha az ışık süzmesi göster ve tüm umutlarını sen yönet."

    Ya bir insan xx yaşındaki çocuğa neden böyle bir şey der? xx Yaşındaki çocuğa niye bunları anlattın? Çocukluğumu bile yaşattırmadın bana.

    Her neyse.

    Evet, tüm bunların başladığı yerdeyiz. Yüzlerce yıllık bir yerde bulunmak bana hep garip bir hava yaşatmıştır. Artık seninle mücadele edemeyeceğimi biliyorum. Sana ne yaparsam yapayım zarar veremeyeceğimi biliyorum.
    Sana karşı gelmenin sadece beni yavaş yavaş zehirlediğini biliyorum. Sana karşı geldikçe bir şey değişmiyor. Neden sana karşı geleyim ki?

    Tam 10 sene önce olduğu gibi. Kabul ediyorum teklifini. Detaylarına boğulmadan. Ne istiyorsan tamam, kabulüm.

    Arayış içerisindeydim. Müslümanlıktan ateistliğe geçen bir genç gibi. Ya da farklı bir dinden farklı bir inanca. Bu şeyin içinden kurtulmak istiyordum. Kendimi bulmak istiyordum aslında. Kendimin bu olduğuna inanmıyordum. Ben, gerçekten narsist biri değildim. Ben narsist biri bile değildim. Ben, narsistlik yapan biriydim. Yani böyle diyordum kendime. Onun bana verdiği şeyler sonrasında narsist duygular içerisinde olduğumu sanıyordum. Ama her şey ortaya çıkıyor. 4. Sene bu sene. Ne değişti? 4 Senedir uzak kalmaya çalışıyorum. Bir gram eksildi mi? Eksilmedi. Ben, buyum.

    Benim böyle olduğumu bildiğin için beni seçti zaten. Beni tanıyordu. Neler yapabileceğimi biliyordu. insan sarrafıydı çünkü. Beni bu yüzden özellikle bu şekilde yetiştirdi.

    Neyse, bunlar önemsiz şeyler. Ben, gerçek kimliğime geri dönüyorum. Artık korku yaşayacağım bir şey yok. Acaba ona zarar verir mi benim yüzümden? diye korkmama gerek yok. Artık, benim insanlara vereceğim zararın dozunu ayarlayamamaktan korkan insanlar olacak. Daha öncesinde benim sinirimi, kinimi görmüş, yaşayanları görmüş insanların korkuları olacak. AOÖ belgeselini izledim. Basit şeyler yapılmış. Mahkemelere suç duyuruları falan, iftira olarak. Ben 15 yaşında Ağır Cezada yargılanırken bilerek avukat tutmamıştım mesela. Kendimi nasıl savunmam gerektiğini bildiğimden. Zeki bir 15 yaşındaki çocuğun alt edebileceği şeylerle uğraşacak kadar küçük değiliz. Harbi he, 15 yaşındayken karşı tarafın avukatı ve aile bakanlığının avukatının 200-300 sayfalık "kanıt"larına rağmen ben kendimi savunabilmiştim. Çünkü bana sadece pgiboloji öğretmedin. Sadece insanlara nasıl acı çektireceğimi öğretmedin. Sen bana her bildiğini öğrettin.

    Korku yaşayın arkadaşlar. Korku. Titreyin. Ben çok korkuyordum çünkü koruyamamaktan. Sizler de korkun. Aklınızı kaybetmemek için. Yaşayacaklarınız için.

    Nerede Kalmıştık?
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster