/i/Saçmalamaca

Bu altincide saçmalamak serbest !
  1. 401.
    +9
    Göbekler atıldı, altınlar takıldı, bir takım rezillikler yaşandı ama sorunsuz atlatıldı. Gece yarısına yakın düğün mekanının terasına çıkıp öylece dikiliyordum ki arkadan birinin boğazını temizlediğini duydum. Döndüm, aramızda 5-6 adımlık mesafe var, karşımda duruyor ama söyleyeceklerini söylemek konusunda kararsız. Hala güzeldi ama güzelliğinin üzerimde etkisi yoktu, bakışları hala delici gibiydi ama içime işlemedi. Bir adım daha atıp “önceki konuşmamız için kusura bakma. Sen bir anda öyle şeyler söyleyince ne diyeceğimi bilemedim. Ve daha farklı şeyler söyleyeceğini düşündüğüm için kendimi ona göre hazırlamıştım. Şaşırttın beni ama böyle düşündüğüne sevindim. Doğru söyledin artık ergen değiliz, bazı şeyleri konuşarak yoluna koymamız gerekiyor. Bana söylediklerini tekrar etmeyeceğim merak etme. Sadece teşekkür etmek istedim.” Dedi. Sadece hafifçe kafam onayladım. Dönüp manzarayı seyretmeye devam ettim, karanlık ve şehrin ışıklarından başka bir şey yoktu ama kafamda chris stapleton çalarken iyi gidiyordu. Bir müddet bekledi, sanırım tam gideceği an “mutlu olduğun için memnun olduğumu biliyorsun değil mi? istediğin hayatı, hayal ettiğin şeyleri yaşamana engel olmadığım için memnunum" dedim. Bir an sessizlik oldu. Sonra gelip manzara karşı yanımda durdu. “Evet, biliyorum. peki hiç mi kızmadın? hiç mi nefret etmedin?” diye sordu. Gevşek gevşek ehehe deyip “hiçbir fikrim yok, senin etkin her zaman allak bullak ederdi hislerimi. Kızdım mı kızmadım mı bilmiyorum. Kızdıysam kendime mi yoksa sana mı kızdım hiçbir fikrim yok. Sen? ” yine sessizlik oldu. Bir şey söyleyecekti vazgeçti. Sonra “kader” dedi. “kader ve keder… insana ne acayip şeyler yaşatıyor değil mi” bunu söylerken yüzünden birçok farklı his yansıması geçti. Bunu gördüm. Balkon demirinin boyasını tırnağı ile kazımaya çalışırken “Biliyor musun, bir dönem neşemi kaybettiğimi ve sensiz bulamayacağımı düşündüm. Kızgınlık, pişmanlık, yitip giden bir şeyler hissettim” Dedi. “Aramızda çok fazla duygu var. Her duyguyu ilk seninle tattım. Aşktan korkuya, huzurdan, kedere… o kadar çok şey yaşadık ama şimdi bu haldeyiz. Sanki yıllar önce beraber izlediğimiz bir film hakkında konuşuyor gibiyiz. Bazen aşırı neşeli bazen aşırı kederli bir film gibiymişiz.” Bunları söylerken hiç bana bakmıyordu tabi ama ben yüzündeki hiçbir mimiği kaçırmadım. içten ve samimi söyledi bunları. “Kederin aşırısı güldürür, neşenin aşırısı ağlatır... ” dedim. “William Blake demek... yürüyen özlü söz olmaktan vazgeçtiğin oldu mu hiç?” diye sordu. “Yok” dedim. “hatta bu huyuma italyanca devam edebilmek için Dante, Boccaccio falan okuyorum. Ruhum dedemden yaşlı, biliyorsun bunu” dedim. Eskiden görmeye alışkın olduğum içten gülümsemesi hiç değişmemiş. Hani bazen eskiye dair bir şey hatırlarsın, bir anlığa gözlerin bir noktaya sabitlenir ve keyifsiz bir gülümseme olur ya, ha işte onu gördüm yüzünde. Tam bir şey söyleyecekken sustu. “Artık gideyim, bizimkiler beni bekliyordur muhtemelen, telefonum yanımda değil.” Dedi. “iyi geceler, kendine çok iyi bak” dedim. “sen de” deyip kapıya doğru yürüdü, tam içeri gireceği an “hiç keşke dediğin oldu mu?” diye sordum hay ağzımı sikeyim. “döndü “sen hep keşkeler ve belkiler çok tehlikeli derdin. Eski hissettiğim şeyleri artık hissetmiyorum ama bunu unuttuğum anldıbına gelmiyor. Sen farkında değilsin belki ama her zaman anlamlı şeyler söylerdin. Söylediğin çoğu şeyi hala hatırlarım. Ama hayata devam etmek için hiç keşke demedim. Evet, bir müddet aklımın bir köşesinde fısıldadım kendi kendime uzun zaman önceydi tabi.” Dedi. Rahatsızlık verdiğimi anladım. Yanına kadar gidip “merak etme, ne aklını bulandırmaya ne de seni geri kazanmaya çalışmıyorum. Her şeyin geride kaldığını biliyorum. Evlisin, mutlusun biliyorum. Ve senin adına mutluyum. Böyle soru sorarak rahatsız ettim seni, herhangi bir şey ima etmek istemedim, özür dilerim” dedim, panikledim yanlış anlaşılacağımı sandım. “bunca yıl sonra bile beni çok iyi tanıman, anlaman biraz sinir bozucu olsa da hoşuma gittiğini gizleyemem. iyi geceler” deyip hafifçe koluma dokundu. Ardından gitti. Bir müddet durdum orada. Keşke o soruyu sormasaydım. Keşkeler harbiden çok tehlikeli.

    Bu da böyle bir anımdır.
    En azından bir kısmı. Bir ara yine yazarım.
    Sanırım.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +5
      Abimsin yemin ediyorum ağlamamak için zor tutuyorum kendimi. Allah seni niceleriyle karşılaştırsın mutluluk yüzünden hiç ekgib olmasın inşallah. Ben okurken bile ağlamaklı olurken senin başından geçenleri hayal bile edemiyorum, çok güçlü durmuşsun. Dilerim italya'da mutlu olursun.
      ···
    2. 2.
      +2
      Doğruyu söyle sen eyşan'ı geri istiyosun.
      ···
      1. 1.
        +1
        artık istemiyordur bence
        ···
      2. 2.
        +2
        beyler bu düğün nerde olmus la cok merak ettim 11 sene geçmis üstünden bugüne kadar ilerledi yazı vay be
        ···
   tümünü göster