uzun hikayeeee.
1- öncelikle hz. muhafazid büyük bir yenilikçi. insanlar daha iyi koşullarda yaşamak istiyordu. hz.muhafazid öncü rolünü üstlenip (canı pahasına) o dönem bölge halkı için iyi işler yaptı. müthiş bir lider, yıldız gibi parlayan bir örnek.

2- kutsal kitabımız çoğunlukla vahiylerle geldi. bu vahiyler hz.muhafazidin vefatından sonra hafızlar tarafından ezberlenmiş metinlerdi. hafızlar yemame savaşında ölür. hz. ebubekir ve hz.ömer derler ki yazalım bunları.

3- hz. ömer ve hz. osman bu vahiylerin kitaplaştırılması (mushaf haline gelmesi) için tartıştılar.

4- öyle veya böyle kitaba çevrildi. şimdi haklı olarak insanın aklına bir soru geliyor. bu kadar önemli bir kitap nerede? hiç kopyası yok. daha eski yazıtlar vb. gelmiş, 650 lerden bir kopya yok. nerede? ona yakın bir yemen kuran'ı bulundu. şu anki kitabımızla farklı.

5- emevi etkisi. emeviler bu kavmi ezip geçti. bunlardan gazzali şu an uyguladığımız neredeyse bütün kuralları hadisleri, kafasına göre koymuştur. mantıken bence böyle olmalı diye diye dinimizi değiştirdi. sanırım kuran da bundan nasibini aldı.

6- bütün bu tarihsel gerçekliklerin ışığında kitabımız harfi harfine hz.muhafazid dönemindekiyle aynıdır diyebilir miyiz?

şimdi arkadaşlar bir de arkeolojik yönüyle bakalım.
7- çok tanrılı dinlere tapanlara bugün gülüyoruz. zeus, apollon bize artık komik gelen tanrılar. fakaaat bu dinlerden birebir öğretileri alıp uyguluyoruz hala. yazıyı bulan sümerler. işçilere ambardan malzeme verirken kayıt tutmak için harfleri rakamları oluşturmuşlar. sümerlerde bir hikaye var meşhur, tufan. bildiğiniz nuh tufanı işte. ordan akadlılar alıyor, o zaman akadça ingilizce gibi, gidebildikleri her yere akadça tabletlerle tufanı anlatıyorlar. onlardan yahudiler alıyor. yahudiler hz. muhafazid'in kendisinden yaşça büyük eşi hatice'nin amcası varaka'ya (Varaka bin Nevfel, rahip ve vaizdir hem de şair) bir şeyler karşılığı bu metinleri veriyor, varaka da hz.muhafazid'e vahiy gibi anlatıyor bu hikayeleri ve eğitiyor. varaka vefat eder, ve 2 sene boyunca vahiy inmez (inkıta-ı Vahy hadisesi) hz. muhafazid ile dalga geçmeye başlarlar. hemen şu vahiy iniverir, "Ey örtüye bürünen Peygamber! Kalk da sana iman etmeyenleri azapla kor­kut! Rabbinin büyüklüğünden bahset! Elbiseni temiz tut! Putperestlik pisliğini bırakmakta devam et!"
Yarattığım o şahsı (cezalandırmak üzere) tek başına bana bırak!
Kendisine geniş bir servet ve gözü önünde duran oğullar verdiğim;
Önüne nimetleri serdikçe serdiğim, arkasından daha fazla vermemi bekleyen kişiyi!
﴾ayır, umduğu gibi olmayacak! Çünkü o, âyetlerimize karşı inatla ­direnmektedir.
Ben de onu sarp bir yokuşa süreceğim!

gibisinden (müdessir suresi) artık kim sevgili peygamberimizi alaya aldıysa direkt ona karşı bir satır karalanmış gibi durmakta. yani, alemlerin rabbi, kainatın yaratıcısı, artık kim dalga geçtiyse ona takıp ayet indirmiş.

8- hadisler de ne yazık ki ayıklanmak zorunda kalınmış. sahih hadis dediklerimizi uyguluyoruz bugün. ona göre yaşıyor, cuma namazımızı bu sahih hadislere göre uyguluyoruz. fakat aynı sahih hadislerde deve çişi (bevl) yeni bir şehirde kafan karışırsa zihni berraklaştırır da diyor.

son söz;
çok güzel kıssalarımız var. ama aynı kıssayı başka dinlerden aşırmış olabilir miyiz? mesela örümcek kaplı mağara, yahudilikte kral süleymanı korur, hristiyanlarda hz.isa'yı, bizde hz. muhafazid'i. demek ki birimiz yalan söylüyor.

yine de islam güzel ahlaktır. güzel ahlaklı insan güzel insandır. bu şartlanmalarla hayatı kendinize zindan etmeyin. her taku çılgın gibi savunmaya geçmeyin, okuyun araştırın. güzel ahlaklı güzel insan olun, inanıyorum ki peygamberimiz hz. muhafazid de bizim böyle olmamızı isterdi.