Seneler önce Berlin duvarı daha yıkılmadığı zamanlar, Baykonur Uzay üssünde hademe olarak çalışıyorum, Rus bir hatuna kaptırdım gönlümü, çok güzeldi ve pozitivist bir bilim insanıydı. Aşkıma başlarda karşılık verdi, güzel bir ilişkimiz vardı Soyuz roketlerinin kalkışını bir tepeye çıkar izlerdik beraber.

Bir gün bir buluşmamıza elinde tahlil tüpleriyle beraber geldi, başta böbreklerimin performansını test edeceğini sansam da iğneyi de çıkarınca kan örneği istediğini anlamam çok sürmedi. Aşkımızı test etmek istemişti, ikimizin kanını alıp bir tüpte birleştirmiş, santrifürüj makinasında teste koymuş. Kanlar birleşirse biz biriz ayrıysa bizden olmaz diye de hipotez koymuş ortaya

Tabi tüp makinadan bir saat sonra çıkınca akyuvarlar bir yerde alyuvarlar bir yerde her şey bir birinden ayrılınca bizden olmaz imam değilim diye mektup geldi, her ne kadar abarttığı hususunda direktifler versem de dinlemedi. Nitekim en son umudu kesince, nimetle daha fazla oynama tüpü Kızılaya bağışla diyerek Baykonura istifamı verdim ve böylece memleketime dönmüş oldum.