/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +45 -5
    HiKAYEMiZ BiTTi iYi OKUMALAR.

    23 yıl sonra açık cezaevine geçtikten sonra sohbet şansımın olduğu güzel insanlardan biridir.

    Şeref Bey anlatıyor;
    Çocukluk yıllarımda suça teşvikim hiç olmadı. Ailemle beraber mutlu bir yuvamız vardı evin tek oğlu olduğum için üstüme titreyen insanlar çoktu. ileride büyüyecektik ve babamın işlettiği manavın başına geçip mütevazı bir hayatla bu defteri kapatacaktım. Olmadı, ben göz yumamazdım birileri göz yummamı istedi. ilkokulu köyde okudum ortaokul yıllarım istanbul’da geçti. Lise yıllarım her şeyin başlangıcı niteliğindeydi. Her şey o yıllarda başladı. ilk kavgam, ilk suçum, ilk sevgim, ilk yenilgim. Daha güçlü kalkmak varken daha güçlü düştüm. Makam sahibi birine suikasttan, cinayetten yargılandım. Şunu biliyorum ki istanbul’da da iyi insandım. izmir’de de iyi insandım. Tek
    suçum iyi olmaktı.

    Liseye yeni başlamıştım kanımın epey kaynadığı lise okumanın büyük başarı sanıldığı yıllardı. Olgun bir çocuktum geniş omuzlu heybetli bir Türk delikanlısıydım. Okuldan sonra eve gider çantamı atar sokaklara çıktığımda eve anca geç saatlerde gelirdim. Bir gün okulda büyük bir kavgaya karışmıştım adımın her harfi okulda yankılanıyor “Şeref, Yusuf’u hastanelik etti” gibi söylemler dolanıyordu. Olay da şuydu okulda kabadayılığın ve çeteleşmenin yeni olduğu günlerde ezilen bir çocuğa yapılan muameleye dayanamayıp Yusuf adında birine kafa atıp üstüne tekmeler sallamamdı. Yusuf iyi çocuktu hafif şivesiyle tehlike saçan herkes tarafından korkudan saygınlık kazanmış 3 abisi büyük bedeller ödemiş ve saygınlığa ulaşmış bir ailenin oğluydu. Urfalıydı keşke dostum olsa diyebileceğim bir insandı. Dostum değil cenazelik düşmanım olmuştu. Okulda kavga ettikten sonra çıkış saati nihayet gelmişti her boş dakikamda çevremde ki insanlar “Şeref sen öldün. Şeref sen bittin” tarzda söylemlerdeydi. Korkmuyordum dik ve mert duruşumdan ödün vermeyip “onlar korksun” diyordum. iyi cesaretti onun arkasında bir ton ordu vardı ama benim arkamda tek bir kişi vardı “Jilet Neşet” kimse bunun farkında değildi.

    ilk kavgam beni ben olmaktan ilk çıkaran olay buydu.
    Buradan sonrası gerçek hayattı.

    Okul çalkanırken gene benim arkadaşlarımdan olan Onur’a okuldan kaçmasını söyleyip Huzur kıraathanesine gidip Neşet abiye başımın dertte olduğunu ve yardıma ihtiyacım olduğunu söylemesini istedim. Onur dediklerimi yapabilecek bir insandı ki onunla dostluğum bu günlere bile dayanıyor. Nihayet okul sonlanmıştı atık gitme vaktiydi okulun önüne geldiğimde okulun sağ kısmında ki yolda jantları pırıl pırıl parlayan mor bir magirus minibüs vardı. Çıktığım anda takım elbiseli gömleği boynundan 2 düğme açık biri koluma girmişti ve beni minibüse zütürüyorlardı. Koluma giren adama direnecek halim yoktu nereye doğru zütürüyorsa oraya gittim. Minibüsün yanına geldiğimizde el işareti yaparak kapıyı açtırdı. Orta kapı açılmıştı ve sırtımdan iterek beni arabaya sokuyordu. Arabaya girdim karşımda ensesi 3 kat olmuş bir adam vardı. Beni onun karşısına oturttular arabanın içi kalabalık olsa da arabanın yarısının koltukları sökülmüştü arka tarafı boştu. Orada o adamla karşı karşıya oturduk bakarken “bir dakika” diye söze girdim. Adam sert tavrıyla “buyur” dedi. “Ben Kasımpaşalı Şeref ölmeyi her şeyden çok seviyorum. Şayet bugün beni buraya aldıysanız öldürmeden bırakmayın yoksa siz beni öldürmeden bırakırsanız ben sizi öldürürüm.” Dedim. 16-17 yaşında ki bir çocuğun 50 yaşında ki adama bu postayı koyması ve etrafta “saygısızlık yapma lan” seslerinin gelmesi fakat karşımda oturan adam bana gülmeye başladı ve şunu söyledi “Ben Karagümrüklü Sedat öldürmeyi her şeyden çok seviyorum. Şayet bugün seni buraya aldıysam öldürmeden bırakmam.” Dedi.

    TEK BAŞLIK ALTINDA OKUMAK iÇiN: http://www.incisozluk.com...vurgun-ve-mafya/sahibi/1/
    ···
   tümünü göster