/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 26.
    +1
    Ezgiyle birbirimize bakıyorduk. Simay'ın bu halleri beni resmen perişan etmişti. Ezgi çok fazla tepki veremiyordu. Haklıydı da. Simay'ı bir kaşık suda boğacak hale gelmiştim. Ezginin o güzel gözlerini patlatarak, hafif de dudaklarını büzerek "Aman bak sakın, sakin ol" demeye çalıştığını anlamak zor değildi. Olayın şokunu atlatamadan ordan kalktık. Daha doğrusu Ezgi kolumdan tutup kaldırdı. Çünkü nutkum tutulmuştu ve konuşursam ne söyleyeceğim hakkında kimsenin bi fikri yoktu. Kapıdan çıkarken en son duyduğum Simay'ın "Nolursun vanic bana yardım et, furkanı çok seviyorum ben." demesiydi.
    Furkan, benden birkaç santim kısa olduğu halde bunu asla farkettirmeyen, orta kiloda, esmer çocuk... Arada bir bana Simay'ı anlatırken dalgalı saçlarını eliyle düzeltir, heyecanlandığını istemese de bellir eder. Bir de çok güzel küfür eder pekekent. Benim için 2 yılda kanımdan kan, canımdan can oldu. Bir o vardı hayatımda sırtımı dayayabileceğimi bildiğim. iyi kötü demeden her günümüzde birbirimizin yanındaydık. Yanımda ağlamıştı o adam. Simay'la ilk günlerinde, karşılıklı kahverengi 2 çekyattan fazlasının olmadığı salonumuzda karşıma oturup mutluluktan ağlamıştı.
    Kaldıramayacağı hiçbir şey yoktu. Ailesi zaten onun gözünde bir hiçti. Bir ben vardım onun hayatında güvendiği. Bir de Simay olmuştu onun gözünde. Artık bunun sarsıntısıyla hayatını nerelere vardıracağına dair bi fikrim yoktu. Ezgiyle konuşmaya başladık yürürken.

    B: sence furkana söylemeli miyim
    E: ya bilmiyorum ki bu nasıl bi şey yaa..
    B: furkan yıkılır
    E: yaa yıkılmak ne kelime mahvolur mahvolur çocuk kızın yüzsüzlüğüne baksana
    B: ama söylemem gerek
    E: bitanem istersen çok acele etme

    Bitanem mi ? Gerisini duymamıştım bile. Simay'ın ne yaptığını unutacak olmuştum bir an. Bitanem demişti bana Ezgi. Biz sevgili miydik ki diyordu, demek ki sevgili olmuşuz dedim içimden. Belki sadece ağzından kaçmıştır diye düşündüm. Çok saçma bi yüz ifadesiyle bi an dönüp suratına baktım. Mor bluzunun açık omuzlarını , gerdanını ve dudaklarını süzdükten sonra gözlerine baktım. Utanırcasına gözlerini açarak gülümsemişti. Durduk.

    E: sanırım burdan ayrılmamız gerekiyo ya. furkan konusunda da..

    Eğilip öpmüştüm. Tam elmadık kemiğinin üstünden, kemiğe rağmen yumuşacık olan yanağına hafif bi öpücük kondurdum. O an nasıl buna karar verdiğimi hatırlamıyorum.

    Kıpkırmızı olmuştu. O kadar utanacağı aklıma gelmemişti. Ama aynı zamanda gülümsüyordu da. Sanki en başta yapmam gereken buymuş da, geciktirdiğim için suçluymuşum gibi bakıyordu. Dört parmağını gözümün altından çeneme kadar çekti.

    B: görüşürüz
    E: (sesini kısarak ve gülümseyerek) görüşürüz, bitanem
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster