/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 1.
    +37 -3
    Merhabalar arkadaşlar.
    2007 Hakkari Çukurca Kurudere köyünde doktor olarak vazifeye başlamadan önceki hayatım hakkımda ufak özet geçeyim size.

    Izdırap hayatım oldu defalarca öldüm, dediğim oldu. defalarca öldüm öldüm dirildim.

    Ben Bursa'da yetim büyüdüm, bir garip anam bir ben ne abim olduğunu bilirim ne de kardeşim. Baba sevgisi nedir bilmem bende isterdim sizler gibi babam olsun sarılayım kokusunu içime çekeyim ama olmadı. Ömrümde bir kere bile babamı göremedim, (Babanız hayattaysa değerini bilin gerçekten bu duyguyu hiç tatmamış bir insan olarak söylüyorum gittiğinde anlarsınız değerini.) Anam beni zor şartlar altında okuttu, yeri geldi yırtık ayakkabıyla yırtık önlükle gittim okula.

    Yeri geldi sınıftaki arkadaşlarım ayakkabılarıma bakıp burun kıvırdılar, bana pislik gibi baktılar ama yılmadım.

    Babam olmadığı için belki başka insanların babalarını sevdiklerini kurtarırım umuduyla köpek gibi çalıştım nefessiz koyduğum hedefe doğru koşar adım can çekişe çekişe ulaştım.

    Etrafımda hasret giderecek ne bir dost, ne bir arkadaş, ne bir sevgili, sadece anamın sevgisine tutunarak deliler gibi çalıştım, belki sevgiye hasret olan insanları sevdiklerine tutunsunlar umuduyla.

    Belki birkaç hayat kurtarırım umuduyla o Namus ve şerefim üzerine ettim tayinim nereye çıkarsa çıksın farketmezdi. . .

    Velhasıl, doktor olarak Hakkari Çukurca Kurudere köyüne tayin edildim. Biletler kesildi bavulum hazırlandı, Anamı tek bırakıp gidecektim biliyorsunuz terör olaylarından anamın yüreği el vermiyor oğlum gitme ben sensiz ne yaparım diyor. O zamanlar da kıyamet oralar...

    Ana hele bi dur, bi gideyim Allahın izniyle yemin ettim ben anam orda bi ev alırım senide aldırırım yanıma diyorum teselli etmeye çalışıyorum.

    Ama ana yüreği işte ne yapsın, kem küm etsede ağlasada gidecektim başka yolu yoktu.

    Helalleştik otobüse bindim. Son kez baktım anama, hayattaki tek varlığımı arkamda bırakıyordum.

    Başkaları sevdiklerini yalnız başına, arkalarında bırakmasın diye.

    Babamda bizi bırakmıştı arkasında , hayattaki tek amacım bu oldu bunun için gidiyordum oraya.

    Kısmen uzun bir yolculuğun sonunda vardık Çukurcadaydım. Otobüsten indim, Şimdi nasıl yollar yapmışlar o zamanlar toprak yol bile yok...

    Sordum otobüs şoförüne gitmeden çukurca kurudere köyü nerde diye hemen karşıdaki tepeyi görüyormusun dedi, onu aş arkasındaki ovada tek tük köy evlerini görmeye başlarsın dedi.

    O tarafa yol yok, giden minibüs vs herhangi bir ulaşım aracı yok.

    Başladım yürümeye...

    Yürürken bir yandan tepeyi kesiyorum nerden baksanız 500 metre var.

    Bavulum elimde ceketi sıcaktım biraz yürüdükten sonra terlemeye başladım, bi 15 dakika yürüdükten sonra tepenin yamaçlarında koyun otlatan bir çoban gördüm.

    Ben tepeye doğru ilerliyorum aramızda 50 metre var yok üstüme doğru bir canavar koşmaya başladı ama nasıl koşuyor boynunda çelik tasması.

    Ben başladım geldiğim gibi kaçmaya çobanda onun arkasından koşuyor bağırıyor bijiler dereler bereler ovalar nehirler artık anlamıyorum ne diyorsa.(Şimdi anlıyorum bıssekıne diyormuş dur , yeter demekmiş sonradan öğrendim.)

    Meğerse ben kaçmasam köpek bişey yapmıycak ama kafayı gör köpek değil öküz bildiğin kangal 2 metre boy var ayağa kalksa kaçmamak eldemi.

    Bavulumda o kadar büyük değil ufak tefek malzemeler almışım hani para koyulan çantalar olur ya mafya filmlerinde o tarz biraz daha büyük.

    Kaldırdım suratına doğru salladım kışşt diye bağırdım, bu hayvan sıyrıldı patileriyle bi atladı üstüme arkamda kuytu vardı yağmurdan su birikmiş düştüm üstüm başım çamur oldu hep.

    Çoban geldi o sırada yanıma, kaldırdı beni bijiler mijiler heyeler aladereler falan bişeyler diyor.

    Ne diyosun anlamıyorum dedim.

    De kırmançı nızanım dedi.(Anldıbını sonradan öğrendiklerimi yazacağım.)

    Anlamıyorum sizi dedim.

    Yaaaaav dediiim eyyysiiin bişeyin yoh yaa. Eymisin diyurum nerden geliyon nere gidiyon

    Bursa'dan geliyorum Kurudere köyüne gidiyorum, nerde bu köy?

    O dağı gördüüün?

    Evet.

    iştee o dağın argasındaaa, hele otur bi soluhlan gel geç bagalım(kendi şivelerinde yazıyorum yanlış anlamayın böylesi daha iyi yaşamış kadar olursunuz.)

    Geçirdi beni kenara Allah razı olsun su verdi elini yüzünü yıka iyi gelir dedi.

    Sağol teşekkür ederim dedim.

    Dur sen hele dedi başladı koşmaya,

    Lan diyorum nereye gidiyor bu nefes nefeseyim bir yandan da su içiyorum... Koşa koşa gitti eşşeğin yanına şalvarla penye getirdi,

    Hele giy şunları elbiselerinde o arada gurulansın diyor...

    Teşekkür ettim aldım geçtim arka tarafta çalılık bir yer vardı. giyiyorum bir yandanda ulan ne güzel insanı varmış buranın diyorum, söyledikleri kadar kötü değilmiş... (Nerdee)

    Dur hele abim ben sana bi çay demliyim garnımızı doyurah dedi koydu semavere çayı, adam çoban işi burda herşeyi var tam takır o çayı koyarken silahı takıldı gözüme.

    Yok yani silahtan yana sıkıntı değilde pompalı falan olur, Keleş diye tabir ettiğimiz silah var bunda bildiğiniz.

    Neyse o arada geldi hemen sofra bezi elinde, açtı yere koydu.

    Beyler öyle hani söyledikleri gibi değil cidden bambaşka has kürtler. Direk azığını ekmeğini koydu önüme Allah razı olsun.

    Hele gurban açsındır bıyır. O arada beze sarılı tandır ekmeğini çıkarıyor.

    Sağolasın, kusura bakma, senide yordum.

    Yoh canım ne yorgunlugu daş attımda golum mu yoruldi? Hele di ye yemeğini.
    ···
   tümünü göster