Uyandığımda elimi hemen alnıma attım, hızlıca kalkıp kapının arkasında asılı olan aynamdan kontrol ettim ne bir iz,nede bir yara vardı. Uyandığımda sabah olmuş, horozlar ötüyordu. Hemen yatakta elime batan şeyi aradım yorganın altında iğnenin bağlanmış bir ip ve o ipe sarılmış sarımsı bir kağıt buldum. icinde tadhi yazıyordu bu bana biryerlerden tanıdık geliyordu sanki ama bir türlü cıkartamıyorum derken alnıma yazılan yazıyı tadhi hatırlamıştım.Bir yandan saçma bir sevince diğer yandan korku kaplamıştı icimi ama nedendir bilinmez sabah olunca bir rahatlık vardı üzerimde. Tuvalet holün giriş tarafındaydı, yatağımdan kalkıp tuvalete doğru yöneldim holün girişinde yine o ayağımın altındaki ahşap gıcırdamıştı, öyle bir irkildim ki sanki birisi kulağımdan geriye doğru cekmiş gibi hissetmiştim. Tuvalete girdim ihtiyacımı giderip elimi yüzümü yıkadım, kuruladım ve hole cıktım. Burnuma turşu bidonundan sızan sirke kokusuna benzer cok keskin bir koku hissetim. Turşuyu cok sevdiğim icin şöyle ufaktan bi etrafıma baktım. Bodrum katında babannemin bir sürü bidonları olurdu ve genelde böyle şeyler orada saklanırdı ama o anlık canım pekte istemediği icin sonra bakarım diye düşündüm. Annem mutfakta kahvaltı hazırlıyordu, kahvaltımızıda yaptıktan sonra herkes yine köşesine cekildi. Benim içimi yeniden bunaltı basmıştı yine o geceki rüya aklıma geldi sonrada tadhi..
Anneme gidip tadhinin anldıbını sorduğumda bilmiyorum dedi bende neyse o zaman diyerek arkamı dönüp cıkacakken babannemle göz göze geldik. Gözlerini gördüğüm anda filim sahnesinde cakan yıldırım gibi bir anda rüyadaki gözler geldi aklıma, korktuğumdan dolayı cığlık atmıştım.
-Ne oldu evladım?
-Ya babanne arkamdan gelmişsin sessizce kalbime inecekti.
-Sessizce gelmedim ki evladım 2 3 dakikadır annen salondan sana sesleniyor sana bakmaya geldim.
-Ne? Annem bulaşık yıkıyor babanne..
dicektim ki arkamı döndüğümde annem yok olmuştu. Tüylerim diken diken olmasınla beraber sanki ciğerlerimden parmak uclarımda irkildim.
-Tamam babanne sen git geliyorum hemen.
-iyimisin oğlum sen, rengin sararmış hasta olucaksın bak, dedim sana dışarı cıkarken sıkı giyin diye.
-Ya babanne iyiyim ben tamam git iceri sen geliyorum.
Babannem sendeleyerek iceri giderken arkasında bir süre donakalıp bende içeri girdim. Herkes oturmuş birşeylerle uğraşıyordu. Sormaya korkuyordum ama bunu yapmazsam bunlar sanki dahada ileri gidicekmiş gibime geldiği icin cesaretimi toplayıp babannemin yanına oturdum.
-Babanne tadhi ne demek ?
-Nerden çıktı şimdi o?
-Hiç, bi yerde okudum da.
-Arapça'da kurban demek.
Cevapsız bir şekilde odama çekildim..