Sedat genelde sahil kesiminde işletilen bir barda garsonluk yapan, öğleleri teknesi olan amcasıyla gezintiye çıkan bir bireydi...
Sedat son siparişleri almış, elindeki son malzemeleri ikram etmişti, genelde patrondan izin almak için Sedat ya " bir yakınım öldü " ya da " doktora gitmem gerek " gibi bahanelere sığınarak kendini patrona acındırır, bir şekilde izni koparmasını bilirdi..
Fakat bugünü garip kılan şey Sedat'ın izin alması, veya nasıl aldığı değildi...
Amcasının hiç beklemediği bir anda Sedat'ın yanına gelerek " gitmemiz gerek, sana göstereceğim büyük bir sürprizim var " demesi olsa gerekti...
Sedat genelde amcasıyla giderdi lakin amcası onu çağırmaz veya " sürpriz " diye bir kelime kullanıp kendisini heyecanlandırmazdı...

• **

S : Amca, ne oldu ki şimdi, daha öğle molasına çok vakit olduğunu biliyorsun ?
A: Ya kalk olum, burada kaybedicek bir vaktimiz bile yok, sadece benimle gelmeni istiyorum, bir şey yapmıyacaksın arkadaş ol bana işte
S: Tamam da Perşembe günü zaten izin almam gerek, Ceren'e hediye bakmaya gidiceğim...

• **

Yeri gelmişken, şu CEREN muhabbetinede değineyim.
Ah, bizim bu plotonik Sedat, kendini gözü yükseklerde olan bir kıza kaptırmasın mı ? eve resimlerini çizme mi dersin, sabah akşam onu düşlemek mi, evlerinin önünde kapısını çalıp kaçmak mı...
Ama Ceren, bizim dangalağı takmıyor, bi " Naber Sedat " demesiyle kendine aşık ettiriyordu, biliyordu da Sedat'ın kendisini sevdiğini çaktırmıyordu zilli...