Beni bilenler bilir. Adım Edmond Dantes.. Firavun isimli Marsilya bandrollü ticaret gemisinin yardımcı kaptanıydım. 3 ay süren bir yolculu sonrası kaptanımızın ölümüyle patronumun beni kaptanlık rütbesine yükseltmesinden kısa bir süre sonra başıma gelenleri anlatıcam.

O zamanlar 20li yaşlarda cahil ama dürüst ve gözü pek bir delikanlıyım. binlik nedir bilmem. dünyadan habersiz, içinde zerre art niyet ve entrika barındırmayan bir malım yani. marsilya\'ya yeni dönüyoruz. Çok heyecanlıyım. Aylardır görmediğim babamı ve biricik nişanlım Mercedes'i görmeye can atıyorum. Olanlar oldu. Bizim bahtsız bedevi kaptanın yolda yine migreni tuttu. bizim kaptam 60\'lı yaşlarda, yusyavarlak tostoparlak bir adam. Artık gebersin de gemide rahat rahat sigara içebilelim kafasında bütün tayfa. Gel gelelim kaptan ölürse de bizim primler yatmayabilir gibi bir durum söz konusu. Neyse, marsilya yakınlarında bir adaya zincirledik gemiyi. Elbe adasıymış buranın ismi. napolyan referandumda hayır çıktıntan sonra buraya sürgüne gönderilmiş. Tabi ben bu bilgiden habersizim. Malım dedim ya. Neyse indik gemiden. bikaç ingiliz muhafızı koştu geldi yanımıza. \"adaya çığmağ yassağ yiğenim, şordaki tabelayı görmediniz mi?\" dedi bir tanesi. hastamız var dedik, bi tane sedye getirdiler hastabakıcılar falan. Biz de gittik bi tavernada oturduk bekliyoruz. hasgibtir o da nesi. napolyon sahnenin yanındaki masada oturmuş rakı içiyor.

devamı sonra..