ister misiniz?

olaya suriyelilerden başlayalım. şimdi esasında bunların ülkemizde ne işi var, buraya nasıl geldiler, süreç nasıl işledi, oradan hareket edelim.

1) yaklaşık 5 sene evvel, suriye de çıkan iç savaş sonrası, olaya yabancı ülkelerin de müdahil olması neticesinde büyük bir göç dalgası başladı.
bu göç dalgasının da en büyüğü pek tabii ki türkiye ye yaşandı.
2) hükümet, izlediği ahkam kesici politikaları gereği, biz mazlumların yanındayız, din kardeşi falan fıstık ayağına bunları memlekete soktu. önce mülteci kampları falan dediler sonra saldırlar anasını satayım memlekete topunu bunların.
3) bu adamlar memlekete dadanıp, bazı mahallelere yerleştiler. hükümet bunlara yardım yataklık edip durumlarını koruma altına almaya çalıştı. çoğaldılar. ülkeyi öğrendiler. düzenli hayata geçmeye başlayınca, memleketin farklı noktalarındaki tanıdıkları ile irtibatlandılar. onları da yanına çağırmaya başladılar.
4) beraberce hareket etmeye başlayınca ufaktan örgütlendiler. kişilik kazanmaya başladılar. biz suriyeliyik lan masalları başladı ve etrafına kafa tutmaya, diklenmeye, höt demeye başladılar. öyle hale geldi ki, türklerle kavga ederek onları öldürmeye yaralamaya başladılar.

durumun bugüne kadar kısa özeti bu. şimdi gelelim bundan sonra neler olabileceğine.

türk insanı ise artık bu duruma tepki vermeye başladı içten içten. o ilk zamanlardaki ah benim gardaşım meseleleri şu anda yok tabiki. dolayısıyla, bu tepki hızlıca büyüyecek. zamanında akp nin prototipi sayılabilecek anap ve özal amcaları da, saddam baskısından kaçan kürtleri memlekete doluşturdu. aradan 30-40 yıl geçti geçmedi, adamlar buralar bizim 5000 yıldır biz burada yaşıyoruz demeye başladı. suriyeliler de bundan sonrası için böyle olacak. maraş bizim, urfa bizimdi, diyar bakır zaten bizimdi lan demeye başlayacak. insanları mahallelerinde rahatsız edecek. belki örgüt kuracak. kuşaktan kuşağa geçişleri başlayınca, artık sonradan geldikleri bu yerde hak iddiasında bulunmaya başlayacaklar. hak talep edecekler. belki 10 belki 20 belki de 30 sene sonrasında bunu yaşayacağız.

çünkü biz tarihte başımıza gelen olaylardan ders almayan, almak istemeyen insanlarız.

tüm bunların soncunda o soruyu soruyorum. siz, tanımadığınız bilmediğiniz bir zenci (örnek olarak zenci diyorum) ile evinizi paylaşır mısınız? eşinizle çoluğunuzla çocuğunuzla yaşadığınız evinizde tanımadığınız bir zenciye odanızı verir misiniz? sofranızı paylaşır mısınız? şayet o zenciyi evinizin bir odasına sokarsanız o belli bir zaman sonra diğer odanızı da isteyecek. tuvaleti banyoyu ayırmanızı isteyecek. son kertede yatak odanıza namusunuza bile göz dikecek. çünkü insan oğlunun tamah sınırı yoktur. işte vatanda sizin eviniz beyler bayanlar. yaşadığınız yerde odalarınız. sonuç olarak ben vatanımda, evimde, odamda benden olmayan kimseyle yaşamak istemiyorum. bu da benim en doğal hakkım. suriyeli olsun ıraklı olsun zenci olsun amerikalı olsun ingiliz olsun fark etmez!!!