/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 76.
    +19
    Masaya vurana doğru yöneldik, tahmin etmek zor olmasa gerek. Kaan masamızın başında dikilmiş , Mirayın kolundan tutup çekiştiriyordu. Miraysa bişeyler söylemeye çalışıyordu ama o an hepimiz bir ayaklanmıştık.
    M: Kaan dur napıyos...
    E: yine mi seni ulan (kaana doğru yöneldi, ben yemen bi elimi omzundan atıp çektim. Ulan adamın evini basmış, tutmasam anasını gibecek orda)
    K: ulan oğlum sen hiç konuşma , kalk miray hadi
    Mirayın canı acımış olacak ki küçük bi çınlama hedasıyla bi çığlık attı
    M: ya kaan bırak diyorum sana canımı acıtıyosun
    E: BIRAKSAN ULAN KIZI
    K: sana noluyor ulan bi evine bıraktın erkek mi kesildin başımıza ?
    E: ulan senin anan...
    B: kesin kan napıyosunuz siz sen de bırak kızı konuşuyoruz işte
    K: sana noluyor be ?
    E (kulağıma eğilerek) : vanic sen karışmasana
    B: miray gitmek istiyor musun
    M: hayır ve kaan ne yaptığını hala anlayamıyorum
    Kaan mirayı bırakarak birkaç adım geri gitti. Yüzsüz biriydi zaten. Duygusuna bilmemnesine de kolay kolay güvenilecek bi yanı yoktu.
    "Ulan" dedi kaan , sürdürdü "belki de o huur çocuğunu hastanelik etmektense direk öldürmeliydim"
    Birden bire gözleri doldu. Bağırarak konuşmaya başladı.
    "Unutamadım ulan seni, ne yapayım unutamıyorum. Yanımda olsan bile başkasını sevmen zoruma gidiyor"
    Egenin kaşlarını daha da çattığını, koyu yanaklarından birkaç damla terin süzülerek çenesine doğru aktığını gördüm. Haklıydı da be adam. Kaan denilen o züppeden daha oturaklı duyguları olduğunu biliyordum. O severse tam severdi.
    Miray kaana bağırıp çağırmaya başladı. Sinirden olacak ki ağlıyordu da aynı zamanda. Aralarındaki tüm arkadaşlığın yalan olduğunun farkına varmıştı o da. Kaana kızdı bağırdı çağırdı, aralarındaki her şeyin bittiğini söyleyip onu gönderdi. Kaanın yüzünde bize beslediği kini ve nefreti görmek zor değildi.
    Onu gönderdikten sonra hepimiz ayakta kalmıştık öylece oturamıyorduk. Eylül mirayın yanına doğru gidip sırtını sıvazlayacak oldu ki , miray birden bire boynuma sarıldı, sımsıkı sarılıyordu ve ağlıyordu.
    "Seni dinlemeliydim vanic, senin dediklerini dinlemel... " hıçkırmaya başladı.
    Bu durum beni şaşırtmıştı evet ama Eylül ve Egenin yüzlerindeki anlamsız bakışları da beni alttan alttan iğneliyordu. Bi elimi mirayın omzuna atacak oldum ki ben de , eylülün derin nefes alışı kulağıma geldi.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster