/i/Siyaset

Saygı Çerçevesinde Özgür Siyaset Platformu
https://lh4.googleusercon...MiysVgKYjxGo=w516-h285-nc
  1. 1.
    -1
    Başlamadan önce parti disiplini nedir diye internete yazdığımda karşıma çıkan tanımı buraya koymak ve konuya öyle girmek istiyorum.

    Parti disiplini, bir siyasi partinin belirli bir bütünlük içinde davranabilme imkân ve yeteneğini sağlayan önemli bir yöntemdir. Bir siyasi partinin etkin olabilmesi için en başta disiplinli olması gerekir.

    Şimdi parlamenter sistemi teorik olarak maddelerle yazacağım ve meclis çoğunluğunu bir parti elde bulundurduğunda sistemin nasıl işlediğini hepinizin bildiği şekilde tekrar hatırlatacağım.

    Parlamenter Sistem

    Parlamenter sistemde yürütme iki başlıdır. Bir kanadında tarafsız olması gereken devlet başkanı diğer tarafta bakanlar kurulu vardır. Bakanlar kurulu da kendi içinde ikiye ayrılır başbakan ve bakanlar.
    Bakanlar kurulu genelde meclis içinden oluşturulur ancak kabinenin tamamen dışarıdan atanması da mümkündür.
    Bakanlar kurulu meclisten güven oyu almak zorundadır.
    Cumhurbaşkanını meclis seçer.
    Bakanlar kurulu meclis faaliyetlerine katılırlar.

    Sanırım konumuz şimdilik bunlar.

    Başkanlık Sistemi

    Yürütme tek başlıdır. Kabineyi başkan atar.
    Yürütmede görev alan yasamadan istifa etmek zorundadır.
    Başkan tarafsız değildir partisiyle ilişiği kesilmez.
    Başkan halk tarafından seçilir.
    Yasama ve yürütme birbirini feshedemez.

    Şimdi sistemleri fiili hayata göre yorumlayacak olursak parlamenter sistemde mecliste bir çoğunluk varsa başkannı tek parti çıkaracaktır. Tabi ülkemizde artık başkan halk tarafından seçiliyor. Bu da onu parlamenter sistemden biraz uzaklaştırıyor. Devam edersek bakanlar kurulu da meclis içindeki çoğunluktan çıkacağı için o da aynı şekilde parti tarafından çıkartılıyor. Yani başkan ve bakanlar kurulu yürütmenin sahibi oluyor. Dolayısıyla yürütme partili kurulmuş oldu. Zaten mecliste de bir çoğunluk vardı. O zaman yasama ve yürütme tek elde toplandı. Parlamenter sistemin yetersiz kaldığı amacına ulaşamadığı nokta burasıdır. Bir başka konuda biz Almanya değiliz diye yazmıştım konuyu kafamda kurup yazıya dökmemişim o yüzden bir kopukluk yaşandı. Almanya'da çok uzun zamandır koalisyon yönetimi var ve Almanya bu sistemle çok istikrarlı yürüyor. Sonda yazacağım hikaye bu konuyu biraz daha açacaktır. Gelelim bize getirilen başkanlık sistemine.

    Anayasa taslağında yukarıda yazdığım şeyler aynen geçerlidir. Omurga olarak bir başkanlık sistemidir. Peki neden demokratik olmadığı tartışılıyor? Çünkü ülkemizde parti disiplini var. Her şeyde olduğu gibi bununda avantajları ve dezavantajları var. istikrar sağlar ancak parti içi demokrasiyi sıfıra indirir. Genel başkan ne diyorsa herkes ona oy verir vermiyorsa partiden ihraç edilir. Yani aslında mecliste 550 tane milletvekili yok. güçleri farklı birkaç kişi var. Yukarıda söylemeyi unuttum. Bakanlsr kurulu da aynı şekilde disiplinli olmak zorundadır. Oy çokluğu yoktur, oy birliği vardır dolayısıyla yürütme aslında başbakanın ve başkannın elinde. E bunlar zaten aynı ideolojinin meyveleri. Dolayısıyla bizim parlamenter sistem oldu sana başkanlık sistemi.

    Son olarak da şu hikayeyi anlatıp bitireyim. Hikayeyi yanlış yazarsam uyarırsınız.

    Solon'a soruyorlar. "Atina'nın anayasasını sen yaptın. Bu işleri biliyorsun. En iyi anayasa hangisidir?"
    Solon cevap verir. "Soruyu yanlış souyorsunuz. En iyi anayasanın ne olduğuna karar vermek için o ülkenin tarihine, kültürüne, sosyolojik yapısına, coğrafik yapısına... bakmak gerekir. "

    Umarım anlatabilmişimdir. En basit örnekleri mesela bizde federasyon yürümez. Ama bazı ülkelerde tıkır tıkır işler. Bizde koalisyon yürümez. Almanya'da olduğu gibi tıkır tıkır çalışan ülkeler vardır. Bizde çift meclis yürümemiş ancak tıkır tıkır çalışan ülkeler vardır.

    Son olarak da şunu söyleyim çok uzattım. Demokrasi ve istikrar ters orantılıdır. Eğer demokrasiyi abartırsak istikrarı, istikrar amacını abartırsak demokrasiyi yok ederiz.

    Edit: Bize getirilen sistemde bir de yargı kontrol altına alınmaya çalışılıyor ama darbelerden sonra yargıdaki görevden almalara yerleştirmelere bakarsanız tamamen ideolojik tek tip bir yerleştirme olduğun görürsünüz. Dolayısıyla yargı zaten bağımsız değil.

    Tabi bu gerekçe anayasa teklifinin ilgili maddesini aklamıyor.

    Yazı bana aittir. Başka bir platformda paylaşmıştım.
    ···
   tümünü göster