/i/Başıma Geldi

Hayatta başınıza gelenlerden ibaret değil midir?
  1. 1.
    +4
    2016 şubat ayı falandı.Çalıştığım sinema projesi biteli tam 3 ay olmuş, sigarayı bıraktım.
    Sigarayı parasızlıktan bıraktım tabi otlakçılığa devam etmekteyim.

    Öğlen vakti evde otururken facebookta üniversiteden sınıf arkadaşım barışa rastladım, barış kendini fazlasıyla aşmış, lüks ortamların sözü (parası) geçen bir birey olmuş.
    iyi olmuş güzel olmuş hoş olmuş lakin bu herif benden daha 2 sene önce hergün paketimi sömüren,pek sesi soluğu çıkmayan lakin bir o kadar da iyi bir sinyalciydi.

    Ekledim barışı, kabul etti hemen.
    Naber kardeşim nasılsın fasılları bittikten sonra öğrendim ki zara'da müdür yardımcısı olmuş bu herif,iyi kazanıyor yani yeni bir mezuna göre böyle bir dönemde ki ben parasızlıktan sigarayı bırakmışım.iyi yani hoş.

    Barış dedim numaranı versene kardeşim rehberim silindi. Tarihin en büyük yalanlarından birisidir bu,ben zaten bu adamın numarasını hiç kaydetmemiştim, neden lazım olsun ki benden hergün sigara otlanması için mi arayacaktım ?

    yolladı numarayı ulan arayacağız hat kegib faturayı ödeyemedik ki çalışmıyoruz.
    Hiç bozmadan barış dedim numaram bu kardeşim telefonumu bulamıyorum bi çaldırsana beni diyerek yolladım numarayı.
    telefon çalar çalmaz 1 saniye geçmeden tak açtım kardeşim buldum tam ben de seni arıyorum napıyorsun falan filan derken konuyu işe bağladık.

    iş lazım bana dedim çalışmıyorum aslında oyalanmak için falan yalanları, kahvaltı edilmemiş saat öğlen 3.

    inditexi ara dedi,ben referans olurum sana.Öyle bir egolu şekilde konuşuyor ki herif ama lan bu adam benim sigaralarımı sömürüyordu dün gibi hatırlıyorum.

    Tamamdır falan filan karşı komşudan aradım inditexi, bilgi ıvır zıvır derken tak telefonuma bir mesaj. Görüşmeniz çarşamba günü diye beni bir sevinç sardı tabi barışa yazdım hemen kardeşim ben aradım bana mesaj geldi ne yapmam gerekiyor görüşmede diye.

    Dur ben seni ararım yazmasın sana çalışmıyorsun * diye bir mesaj.
    Nasıl sövüyorum anasına bacısına dıştan dıştan ama yazmıyorum tabi referans olucak bu herif bana, neden yazayım.

    Aradı başladı anlatmaya, kardeşim markayı övüceksin, klagib giyineceksin sakallarını falan da kes parlak git efendi ol ağırbaşlı ol ama girişken ol yırtık bir tip ol falan ben bunun dediklerini elime kalem aldım tek tek madde madde yazıyorum.

    Telefonu kapattık, günlerden salı akşamı sinek kaydı traş oldum, ablamın düğününde giydiğim takım elbiseyi ütüledim. ( o takım elbiseyi en son 8 sene önce giyinmiştim ve 129 kiloydum )

    Çarşamba sabahı oldu sağolsun bizim alt komşunun oğlu tolga beni çok sever,abi abi diye devamlı tepemde.
    Tolga dedim kapıyı çalıp akbilini verir misin kardeşim okula gitmeyeceksen.
    Tabi abi dedi verdi çocuk akbilini, akbili verdi ama ben içine nasıl para atacağım kısacası hangi parayı atacağım.

    Zeytinburnu metrobüs istasyonuna gittim akbilin içinde tam 1 lira 90 kuruş var yani bu demek oluyor ki zincirlikuyuda in,oradan doğru beşiktaş evlendirme dairesine doğru yürü.

    Erken çıkmanın faydaları işte. Tıkış tıkış olan metrobüse bindim takım elbisenin ütüsü kalmadı tabi ki. Zincirlikuyuda indim koştura koştura ayağımda ruganlarla evlendirme dairesinin oraya gidiyorum giderken bir yandan taksicilere falan soruyorum ne taraftan diye.

    Koşturmaktan ter içinde kalmışım bildiğin çemen gibi kokuyorum abi, yeni duş almışım gömlek herşey temiz tabi metrobüsten dolayı bir miktar ütü kalmama sorunsalını işin içine katmıyorum.

    Neyse ki yetişebildik görüşmeye, kapıdan içeri girerken ehliyetimi verdim. Kimlik kapı açmaktan telef olmuş artık sürekli anahtar unuttuğum için.

    Asansörden indim labirent gibi bir yer, içeri girdim insanlar oturmuşlar. Tiplere bakıyorum birinin kaşında piercing bi erkek pembe kazakla gelmiş. Taksim balo sokakta takılan tipler anlayacağınız içten içe seviniyorum tabi koskoca müdür yardımcısı arkadaşım bana klagib giyin dediyse bir bildiği vardır diye.
    tabi klagib giyimi ben takım elbise olarak algıladım orası farklı bir durum da sakallarımı neden kestim anlamış değildim hala.ama onlardan bir farkım oldugunu dusunerek işi kapacağımı düşünüyorum tabi.

    oturdum kız açtı bir slayt bize başladı izletmeye beynimi yıkıyor ama benim kafada markanın slaytı değil bir an önce metrobüse koşmak var, aktarma zamanı dolarsa dönemem biliyorum.

    slayt bitti işte var mı sormak istediğiniz bir soru falan benim aklıma barışın girişken ol lafı geldi hemen.

    kaldırdım elimi bir şey dikkatimi çekti bu slayt gösterisinde çalışanların hepsi kadın ve asyalılar , bunun bir anlamı var mı ? diye bir soruda bulundum.

    slaytı izleden kız 3-5 saniye duraksadı şöyle bir suratıma baktı içimde o 3 saniyede oh koydum çocuğu girişkenlik cepte derken bana tamamen tesadüf dedi gülerek, giblemedi yani anlayacağınız..

    Tabi ben girişkenliğin takunu çıkarıp devam ettirdim '' ancak asyalılar ve sadece kadınların çalıştırılması bana biraz garip geldi ' dedim ve kız saniyesinde bana '' üretim fabrikası uzak doğu'da olduğu için diye bir cevap verdi.

    Dedim emir yeter, tamam takunu çıkartmayalım.

    Teşekkür ederek önümde duran formu doldurmaya başladım, kız fotoğraflarınızı getirdiniz mi diyor ne fotoğrafı kimse bana bir şey söylemedi ki hiç bozuntuya vermeden yıpranmış kimliğimde duran fotoğrafı söktüm.

    işi kapıcaz abi başka bir yolu yok bunun çaktırmadan oraya kolluğun üzerinde duran prit yapıştırıcı yardımıyla yapıştırdım.
    seçeneklerde bütün şıkları işaretledim tabi avrupa asya ne kadar mağaza bölge ilçe varsa.

    Formu tamamladıktan sonra bizi bire bir mülakata çağıracaklarını söylediler sıra sıra.

    Herkesin adı tek tek okunuyor içeri giren ağır roman salih kerhane sahnesi gibi 8 saniyede çıkıyor.
    En son ben kaldım, içeride slaytı izleten kız beni gördü ve bana demez mi
    AA biz sizi unutmuşuz '' nasıl unutrsun dıbına kodugumun karısı o kadar asya muhabbetimiz oldu

    hemen beni mülakata aldı ama isteksiz bir şekilde tabi, biliyorum kahpeliğine yaptı bana.

    5 metre kare bir odanın içine girdim, karşımda eşcinsel bir arkadaş. Adeta bir oralcan.

    Hoşggeeeeldiğğiiin diyor ağzını yaya yaya, baştan aşağıya bir süzdü beni,gel otur dedi.

    kendimi konulu ferre filmlerinin içinde bulmuş gibi hissettim bir an,bir andan terimi siliyorum hala terliyim.

    oturdum karşısına hoşbuldum fasılları barış ağır ol dedi ya ağırdan satıyoruz kendimizi.

    neler yaparsın falan başladı sorular sormaya, özel hayatıma kadar girdi.
    Cevaplıyorum ama ne sorarsa artık onun sormadığı soruları bile cevaplıyorum bir abim var bir ablam var yiğenlerimle evde vakit geçirmeyi seviyorum bu yüzden zara kids ve zara home daha çok ön planda benim için falan diyerek hem övüyorum markayı hem yalıyorum hem kendimi bir şekilde kapak attırmak için uğraşıyorum.

    beni 6 dakikadır dinliyor ağzında kalemle oralcan görünümlü arkadaşımız tabi bir gözüm saatte ulan aktarmayı kaçırırsak kaldık zincirlikuyuda.

    bir şekilde görüşme sonlandı biz sizi ikinci görüşme için çağıracağız daha sonrasında işe başlarsınız hayırlı olsun falan dedi nasıl umutlandım teşekkür ederim dedim sarılıcam adama öyle bir sevinçliyim.

    çıktım ehliyetimi aldıktan sonra güvenlik görevlisinden koştura koştura şubat günü ceketi çıkartmış metrobüse topukluyorum aktarma kaçmamalı.

    tam 1 dakika kala yetiştim, yemin ederim ben hayatım boyunca böyle bir sevinç yaşamadım en son milli maçta yaşadığım duyguları yaşadım o metrobüse bindiğim zaman.

    eve geldim hemen açtım bilgisayarı yazdım barışa kardeşim oldu falan filan diye nasıl dedi hemen aradı beni dedim böyle böyle aynen gittim kardeşim huur çocuğu nasıl gülüyor içten içe ama çok sevindim falan diyor kıllanmadım tabi kardeşim ilk maaşımla sana şunu alırım falan diyorum tabi ki gibseler almam orası ayrı bir konu.

    aradan bir hafta falan geçti, beni arayan soran yok.

    komşudan aradım yine inditexi, dedim böyle böyle ben 2.mülakat için çağırılacaktım arkadaşım x mağazanın müdür yardımcısı ismi barış onun vasıtasıyla yönlendirildim dedim.
    bana biraz bekleyin dedi telefonda yaklaşık bir 4 dakika boyunca gibimsonik şarkılarını dinlettiler.

    sonrasında geri dönüş sağladılar gül abla ne zaman telefonu kapatıcam diye suratıma bakıyor kadına yazıyor sonuç olarak.

    evet biz size haber vereceğiz iletişim bilgileriniz var falan dediler sevindim eve döndüm tekrardan aradan bir ay geçti beni ne arayan var ne soran barış dedim bilader beni arayan soran yok sen bir çıtlatır mısın ?

    tamam dedi ben şimdi haber veriyorum kardeşim sana dedi, beni facebooktan engelledi huur çocuğu.

    1 yıl geçti tam 1 yıldır beni ne arayan var ne soran,3 gün önce barışı gördüm minibüsle eve dönerken.
    kız arkadaşının babası sokakta el arabasında sabahları kahvaltı satıyor, barış o kahvaltı arabasının başında ekmeğin arasına salam koyup bekleyen müşteriye uzatıyordu.

    Allahın sopası yok bilader.Yok..
    ···
   tümünü göster