/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +2
    1. Kandırıldık!

    küçükken hepimize birer süper kahraman ya da yıldızı olacağımız aşılandı. Ama hiçbirimiz modern kölelerden başka bir şey olamadık.

    Çünkü hepimiz bir yarış atı gibi yetiştirildik.

    Eğitim öğretim hayatımız boyunca hiçbir zaman öğrenci olmadık biz. Bir yarış atı gibi yetiştirildik. Şimdi de 08:00-18:00 arasında ofis koridorlarında koşturan yarış atları gibiyiz.

    işte bu yüzden şimdi yarışmayı reddediyoruz ve start verilse de yerlerimizden çıkmıyoruz.

    Bize herkesle eşit olduğumuz söylenmişti. Ama eşitsizliği aldığımız her nefeste iliklerimize kadar hissettik.

    Günde 10 - 12 saat çalışırken asgari ücret alanlarla, hiç çalışmadan o parti senin, bu parti benim gününü gün edenlerin eşit olduğu yalanını söyleyenler; bizi bir türlü buna inandıramadı çünkü.

    işimize yaramayacak pek çok şeyi yapmak zorunda bırakıldık.

    ilkokulda pamukta fasulye yetiştirdik mesela, güzel takla atamıyoruz diye azarlandık. Sınavda arkadaşımızın kağıdına bakıp bitki hücresinin içerisindeki organellerin yerini yanlış yazdık. Daha 12 - 13 yaşında gömleğimiz dışarıda diye azar yedik okul müdüründen. Kravatımız yeterince sıkı değil diye disipline verildik.

    "Aç kalırsın, ipsiz sapsız kalırsın, sokaklarda yatarsın." diye korkutulduk. Ama hiç mutsuz olursunuz diyen olmadı bize. Ulaşılması gereken şeyin mutluluk olduğu söylenmedi. Bu yüzden sevmediğimiz işlerde çalışmak üzere bir miktar para karşılığında hayatımızın 3'te 1'ini pazarladık.

    iyi biri olursak kazanacağımız söylenmişti. iyi biri olduk ama hiçbir zaman kazanamadık.

    Aksine bazıları iyi olmamızı kullandı hep. Bizim iyi bir insan olmamız, temiz bir kalbe sahip olmamız daha çok başkalarının işine yaradı.

    Saçma magazin programlarındaki saçma aşklara zorla inandırıldık.

    Onlara göre aşkı her zaman ceplerinde parası olanlar ve şan şöhrete sahip olanlar yaşardı. Sevgiline doğum gününde son model araba alamayacaksan, senin beş kuruşluk aşkının kimseye bir faydası olmazdı. Bu yüzden birini gerçekten sevmekten bile çekindik.

    Her günün aynı geldiği, monotonluktan kurtulamadığımız bir paradoksun içerisine itildik, hem de güvendiğimiz insanlar tarafından. Biz kaçmaya çalıştıkça daha da içine çekti bu sistem bizi. Hep eleştiren birileri vardı. Nasıl daha iyisini yapacağımızı söylemiyordu hiçbir zaman ama yine de her seferinde yine olmamış diyerek yaptığımız işi beğenmiyordu.

    Bir tatil köyü gibi olduğunu düşündüğümüz yetişkinlik hayatının içine girince; bir bataklıktan farkı olmadığını anladık.

    Hep büyümenin hayalini kurardık küçükken. Büyüdüğümüzde neden böyle bir hayal kurduğumuzu sorguladık. Okul sıralarında başladı tek tipleştirme çabası. Bizler birbirleriyle yarış içerisinde olan klonlardık. Başarılı olmakmış, mutlu olmakmış bunlar her zaman bize söylenen yalanlardı. Aslında yetiştirilmemizin amacı birilerine en iyi hizmeti edebilmekti. Yediklerimizi, gittiğimiz yerleri, ilişkilerimi sosyal medyada paylaşmazsak eğer var olamayacağımıza inandırıldık. Hunharca check-in yaptık, fotoğraf likeladık. Her zaman başkalarına güzel bir hayatımız olduğunu kanıtlamaya çalıştık.

    Sonunda yalnız kaldık ve çekildik kabuklarımıza. Aslında bizim gibi olan binlerce insan olsa da yine de kendi içimizde hep yalnızdık.

    Bundandır belki bu kadar bir şeylere tutunmaya çalışmamız. Varlığımızı kanıtlamaya çalışmamız.

    işte bizler; Erken kaybedip yenilgiyi kabul edenler;

    Bu yüzden her başladığımız işte, hatta hayatın ta kendisinde, sizin tabirinizle "Kolay pes ediyoruz!"...
    ···
   tümünü göster