/i/İnanç

İnanç
  1. 1.
    +1
    Risale-i Nur’da Hıristiyanlık !!!

    “Şiddet-i şefkat ve rikkatten, bu kışın şiddetli soğuğuyla beraber mânevî ve şiddetli bir soğuk ve musibet-i beşeriyeden bîçârelere gelen felâketler, helâketler, sefâletler, açlıklar, şiddetle rikkatime dokundu. Birden ihtar edildi ki: Böyle musibetlerde kâfir de olsa hakkında bir nevi merhamet ve mükâfat vardır ki, o musibet ona nisbeten çok ucuz düşer. Böyle musibet-i semâviye, mâsumlar hakkında bir nevi şehâdet hükmüne geçiyor. Üç-dört aydır ki, dünyanın vaziyetinden ve harbinden hiçbir haberim yokken Avrupa’da, Rusya’daki çoluk-çocuğa acıyarak tahattur ettim

    . O mânevî ihtarın beyan ettiği taksimat, bu elîm şefkate bir merhem oldu. Şöyle ki: O musibet-i semâviyeden ve beşerin zâlim kısmının cinayetinin neticesi olarak gelen felâketten vefat eden ve perişan olanlar eğer onbeş yaşına kadar olanlar ise; ne dinde olursa olsun şehid hükmündedir. Müslümanlar gibi büyük mükâfat-ı mâneviyeleri, o musibeti hiçe indirir. Onbeşinden yukarı olanlar, eğer mâsum ve mazlum
    ise; mükâfatı büyüktür belki onu cehennemden kurtarır.

    Çünki, âhirzamanda mâdem fetret derecesinde din ve Dîn-i muhafazidî’ye (A.S.M.) bir lâkaydlık perdesi gelmiş. Ve mâdem âhirzamanda Hazret-i isa’nın n dîn-i hakikîsi hükmedecek, islâmiyet’le omuz omuza gelecek. Elbette şimdi, fetret gibi karanlıkta kalan ve Hazret-i isa’ya n mensub Hristiyanların mazlumları çektikleri felâketler, onlar hakkında bir nevi şehâdet denilebilir. Hususan ihtiyarlar ve musibetzedeler, fakir ve zaifler, müstebid büyük zâlimlerin cebir ve şiddetleri altında musibet çekiyorlar. Elbette o musibet onlar hakkında medeniyetin sefâhetinden ve küfrânından ve felsefenin dalâletinden ve küfründen gelen günahlara keffaret olmakla beraber; yüz derece onlara kârdır, diye hakikattan haber aldım. Cenâb-ı Erhamürrâhimîne hadsiz şükrettim. Ve o elîm elem ve şefkatten teselli buldum.”1

    evet beyler bunların kitaplarında bu sapılıkları deliller ile göstericem umulur ki kurana ve sünnete dönerler.

    Said Nursi, bu cümlelerinde ihtar ve hakikatten haber aldığını iddia ederek, dünya savaşı sıkıntısında ölen Hıristiyanlardan 15 yaşından küçük ölenlerin şehid olduğunu ve 15’inden yukarı ölenlerin ise çektikleri sıkıntılar yüzünden cennetlik olduklarını söylemektedir. Bu büyük iddialarına ilmi bir tek delil göstermemiştir ve gösteremez de. Çünkü bu iddiaları Kur’an’ın açık naslarına tamamen zıttır. “Andolsun, ‘Allah, Meryem oğlu Mesih’tir’ diyenler kesinlikle kâfir oldu. Oysa Mesih şöyle demişti: ‘Ey israiloğulları! Yalnız, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah’a kulluk edin. Kim Allah’a ortak koşarsa, artık, Allah ona cenneti muhakkak haram kılmıştır. Onun barınağı da ateştir. Zalimler için hiçbir yardımcı yoktur’.”1

    “Kâfir olarak ölenlerin bütün amelleri dünyada da ahirette de boşa çıkmıştır ve onlar ateş halkıdır, orada sürekli kalacaklardır.”2 “Şüphesiz inkâr edip kâfir olarak ölenler var ya, dünya dolusu altını fidye verseler bile bu, hiçbirisinden asla kabul edilmeyecektir. Onlar için elem dolu bir azap vardır. Onların hiçbir yardımcıları da yoktur.”3 Allah b, Kur’an-ı Kerim’in birçok yerinde Hıristiyanların kâfir ve cehennemlik olduğunu beyan etmesine rağmen onların cennete gireceğini söylemek açık bir küfür ve Kur’an’ın bu ayetlerini açık bir inkârdır.
    ···
   tümünü göster