/i/İnanç

İnanç
  1. 1.
    +1 -5
    Hepimizin bildiği, bütün kutsal kitaplarda bulunan insanlık tarihindeki en büyük felaketlerden biri olan Nuh Tufanı aslında sandığınızdan daha eski. Öncelikle bu efsanenin Tevrat incil ve Kur'an'da olan versiyonuna bakalım.

    Kuran'a göre Nuh Tufanı, tüm dünyada olmuş bir olaydır. Genellikle Hüd süresinde bahsi geçer : “Nuh’a şöyle vahyolundu: “Toplumundan, daha önce inanmış olanlar dışında hiç kimse iman etmeyecektir. Artık onların yaptıkları yüzünden tasalanıp durma. Vahyimize bağlı olarak gözlerimizin önünde gemiyi yap. Ve zulmedenler hakkında benimle karşılıklı laf edip durma. Onlar, mutlaka boğulacaklardır.” (HÛD 36-37). Bu ayete göre inanmayan tüm insanlar ölecektir.

    “Nihayet emrimiz gelip de tandır kaynayınca şöyle seslendik: “Yükle içine her birinden ikişer çift ve aleyhinde hüküm verilen hariç olmak üzere aileni, bir de iman etmiş olanları.” Ama Nuh’la birlikte çok az bir kısmı iman etmişti. Nuh dedi: “Binin içine! Onun akıp gitmesi de demir atması da Allah’ın adıyladır. Benim Rabbim elbette ki Gafur’dur, Rahim’dir”. (HÛD 40-41)[Kuran'ı Kerim 1] Yukarıda ki Kuran ayetinde gemiye her hayvandan iki adet bindirildiği yazılmaktadır. Tufan başladıktan sonra ise olanlar şu şekilde ifade edilir:

    “Gemi onları, dağlar gibi dalgalar üstünden yürütüp zütürüyordu. Nuh onlardan ayrı bir yerde duran oğluna seslendi: “Oğulcuğum, bizimle beraber bin, kafirlerle beraber olma. Oğlu cevap verdi: “Bir dağa sığınacağım, beni sudan korur.” Nuh dedi: “Allah’ın merhamet ettiği dışında hiç kimse için Allah’ın kararından kurtaracak yoktur.” Ve ikisi arasına dalga girdi de o, boğulanlar arasına katıldı.” HÛD42- 43.[Kuran'ı Kerim 1]

    Kuran'a göre, inanan insanlar dışındakiler helak edilmiş, helak edilenler arasında ise Nuh'un Oğlu da mevcuttur.

    Aşağıda ki ayette ise Nuh Tufanı adlı olaydan sonra geminin oturduğu yer bilgisi yer almaktadır. “Ve denildi: “Ey yer! Suyunu yut ve ey gök, sen de tut.”Ve su çekildi. iş bitirilmişti. Gemi, Cudi üzerine oturdu ve haykırıldı: “O zalimler topluluğu geri gelmez olsun!” HÛD 44.[Kuran'ı Kerim 1]

    Bununla birlikte bazı araştırmacılar tarafından, Nuh'un Gemisi'nin indiği söylenen Cudi Dağı'nın, da alfabe farkından ötürü "Gudi" isminin Arapça'da "G" harfinin olmamasından kaynaklanarak (Ğudi) "C" harfine dönüşmesinden ötürü Hud suresinde geçmekte olan; "Gemi de Cûdi dağının üzerine yerleşti." 44. ayetinin bilimsel olarak etimolojik çevirisinde "Gemi de Gudi dağının üzerine yerleşti" şeklinde olduğu ifade edilmiştir.

    Özet olarak; Yakında yaşanacak olan ve insanların iman etmeyip zulüm edenlerinin kökünü kazımak için planlanan bir tufan, Allah tarafından Nuh'a haber verilmiş, kendisiyle beraber iman edenleri ve hayvanları içerisine alacak bir gemi yapması emredilmiştir.

    BÜTÜN HAYVANLAR konusu bir yanda dursun, bir de bu efsanenin Sümer versiyonuna (Gılgamış Destanı) bakalım.

    Gılgamış destanı VI. tablete baktığımızda, aynı efsaneden söz edildiğini, ancak, Nuh yerine Utnapiştim ve Allah yerine de An, Enlil, Enki, Ninhursag, Aşur, Ninlil, Inanna, Marduk, Nanna, Utu ve Ninurta'dan oluşan bayağı kalabalık bir tanrı topluluğundan bahsedildiğini görüyoruz.

    Gılgamış destanı VI. tablette yazanlara göre özet olarak, (bkz: https://evrenvenur . wordpress.com/2014/12/10/sumer-tabletleri-tanri-enkinin-sozleri-tablet-11/)

    Bu kalabalık tanrı topluluğu, bir gün insan ırkına sinirlenir. Sebebi ise insanların, dünya üzerinde çok fazla çoğalmaları ve artık gürültülerinin onları rahatsız etmesidir. Bunun üzerine bütün tanrılar toplanır ve insan ırkını bir tufan ile tamamen yok etme kararı alırlar. Aralarından Enlil adlı tanrı buna karşı çıkar, masum insanları savunmaya geçer ancak bir sonuç alamaz. Tanrıların insan ırkını dünya üzerinden silmesine göz yumamayan Enlil gider ve durumu Utnapiştim'e anlatarak bir gemi yapması gerektiğini ve kendisinin ona yardım edeceğini söyler.

    Bunun üzerine Utnapiştim aynı Nuh gibi bir gemi yapar. Hikayenin bu noktadan sonrası Nuh Tufanı efsanesi ile birleşiyor. ilk çıkışının Tevrat olduğunu düşündüğümüz bu efsanenin ilk defa Sümer tabletlerinde yazılmış olması, aslında bizlere bir şeyler anlatmak istiyor gibi sanki.

    Sümer Tabletleri, Tevrat, incil ve Kur'an-ı Kerim, aynı coğrafyadan çıkmış yazıtlar olarak bir ortak paydada kesişirler. Aralarındaki ufak farklarla anlattıkları aynı hikayeler, bu yazıtların aslında bir eski dönem orta doğu kültürünü yansıtan yazıtlardan ibaret olduğunu ve bu kitapların hiç birinin kutsallıkla veya bilimle yakından uzaktan alakası olmadığını kanıtlar niteliktedir.

    Din, günümüzde uyuşturucu görevi gören ve bu yolla insanları dolandıran din adamlarından oluşan bir yapıdan ibarettir. Ek olarak, insanları birbirine düşürüp dünyada yaşanmış en büyük savaşların yaşanmasını sağlamaktan başka bir işe yaramaz. (Tam tersini sağlaması gerektiği halde.)

    insanlığın uyanıp bu çocukça şeyleri bir kenara bırakmaları ve ellerinde yaşamak için sadece bir şans olduğu gerçeğini benimseyerek iyilik ve güzellikle dolu bir hayat yaşamaları gerektiği kanaatindeyim.

    Hep beraber, bütün büyük kanlı savaşların sebebi olan ve gerçekten bir işe yaramayan bu düşünceleri bir kenara bırakarak dünyayı daha güzel bir yer haline getirmemiz dileği ile...
    ···
   tümünü göster