Bölüm 1:

Koyu bulutlarla kaplı gök ona dinginlik ve huzur veriyordu. Birazdan bozulması ne kötü diye düşündü. Saklandığı geniş ağacın ardından ileriye, onlara uzanan yolda yaklaşmakta olan kafileye baktı. Efendisinin ondan istediği, o kafile tarafından sıkı bir şekilde korunuyordu. Yüzlerce asker olsada siyah pelerinleriyle muhafızlar ve gösterişsiz cuppeleri içindeki güç yönetenler asıl tehlikeydi. Önemsiz diye düşündü efendi istediğini alacak. Ayrıca onun birliğinde aronlar, mirthler ve karanlığın çeşitli kuvvetleri yer alıyordu. Kafile istediği noktaya yavaşca yaklaşırken ka aron a hazırlanmalarını işaret etti.

Muhafızlar geçite yaklaşırken tehlimeyi farketmiş olacaklarki alayı durdurdular. Beklediğinden daha erken farketmişselerde sorun değildi zira kaçış yoktu. Efendi ona güvenmiş, bu küçük çaplı orduyu onun emrine vermişti. Bu çok büyük bi onurdu ve efendisinin yüzünü kara çıkaramazdı. Kafile geçitte yavaşca ve tetikte ilerlerken emir verdi ve ordusu ka aronun önderliğinde kafilenin üzerine akarken o ağaçların ardında izledi. Henüz onun sırası gelmemişti. Güç yönetenler etrafa ateş yıldırım yayıyor, biryandan karanlığın ordusundaki mirth lerle mücadele ediyorlar biryandanda taşıdıkları o çok değerli nesneyi koruyorlardı. Muhafızlar yaklaşan aronları biçiyor ve arabayla aronlar arasına bir savunma hattı oluşturuyorlardı.

Yukarıya koyu bulutlara baktı ve gülümsedi. Savaşmak için güzel bi gündü. Askerlerin sayısı oldukca azalmış muhafızlardan ve güç yönetenlerden bi kısmı ölmüş buna karşın onun ordusunun yarıya yakını yokolmuştu. Saldırmak için uygun vakit gelmişti. Ne onun farkedileceği kadar az kişi nede ona güçlük çıkaracak kadar düşman kalmıştı. Gösteri zamanı diye düşündü. Ardına saklandığı ağaçtan fırladı ve hızla savaşan topluluğun arasına daldı. Uzun hançeriyle cevik hareketlerle yoluna çıkan bazı engelleri dost düşman gözetmeksizin biçerek kendine yol açtı. Arabaya yaklaşmışken onu farkeden bir muhafız uzerine atıldı. Muhafızlar herzaman ölümcül bi rakiptiler her nekadar bu muhafız yaralı olsa da. Kılıç darbelerini hançeriyle engellesede uzun süre dayanamazdı. Suratının birkaç santim ötesinden geçen kılıçtan geriye doğru atılarak ileriye bir yıldırım ipliği savurdu. Muhafız geri doğru savrulan üzerinden hafifce duman cıkıyordu ama ölmediğine emindi. Muhafız lar o gizemli taşları sayesinde normal bi insanın hayatta kalamayacağı durumlardan sağ çıkar bir başkasına dalarlardı. Hızla hedefine doğru ilerlemeye devam etti ve doğrulmakta olan muhafıza hançerini geçirdi. işte bundan kurtulamazdı. Güç yönetenler den bi kaçı hala yaşamakta ve arabayı mirth lerden korumaya çalışıyorlardı. Hızla arkaya arabanın kapısının olduğu tarafa ilerledi ve bir mirthi yok eden güç yönetenle karşıkarşıya geldi. ilerlemeye devam etti. Güç yönetenin savurduğu ateştopuna gülümsedi ve siyah bi dumana dönüşerek etrafından kıvrıldı ardından hızla güç yönetenin içine daldı. Bu haldeyken dahi güç yönetenin haykırışını duyabiliyordu. Tekrsr dışarı çıkap eski haline gelirken güç yönetenim cansız bedeni çoktan yere yığılmışti. Arabaya yöneldi kapısı demirle kuvvetlendirilmişti. Elini kilidin üzerine getirdi ve ateş i odakladı. Kilit ve kapının o bölümü eriyip gederken kapıyı açtı. Oradaydı efendisinin istediği. içeri girdi sandığı kavradı ve kaldığında şiddetli bir patlamayla geri savruldu.

Yerdeydi. Görüşü bulanıktı ve etraf toz ve dumanla kaplıydı. Savaşın ve kaosun sesi boğuk ve uzaklardan geliyordu. Çınlama. Kulağı çınlıyordu ne tuhaf diye düşündü? Neydi tuhaf olan? Görüşü netleşirken koyu bulutlarla kaplı gökyüzüne baktı. Suratına düşmeye başlayan damlaları o zaman hissetti. Kafası yavaşca yerine doğruldu ve çevresine baktı. Yaşıyordu. Bedeni sızlıyordu. Sandığın ettafına güçle tuzak oluşturmuş olmalılardı. Son anda yaptığı kalkan onu ölümden korumuştu. Aptal! Diye homurdandı ne diye kontrol etmezsin? Herneyse hayattaydı, sandık hala onunlaydı ve önemli olanda sadece buydu. Patlamanın ardından mirth lerden ve aronlardan bazıları onu korumak üzere yanına gelmişlerdi. Sandık onun birkaç adım gerisine düşmüştü

bu daha ilk bölüm ve sizlerin görüşünü almak istedim. Nasıl buldunuz panpalarım?