/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +2
    Yeni bir başlangıç yapmak istiyordum. Bütün yaşadıklarımı unutmak, hatta yaşamın kendisini unutmaktı beklentim. Kesin kararlıydım herşeyi değiştirmeliydim. Tertemiz bir sayfa açmak istiyordum hayatıma... Yeni bir hikaye yazmalıydım. Başrolunde sadece ben . Ben olmalıydım. Çünkü bu benim hikayemdi. Kabul ediyorum ilk hikayem mutsuz sonla bitmişti. Bir de her hikaye mutlu sonla biter diye kandırmışlar bizi daha ufacıkken. Ama bu tezi yalanlayan ayaklı bir felakettim ben. Benim hikayem tam bir faciaydı. Ama bütün bunlara rağmen ben yaşamayı seçmiştim. "Herşey berbat gidiyor" diye intihar eden salaklardan değildim. Hiç bir zaman böyle bir şey aklımdan geçmemişti. Çünkü benim gözümde ölüm bir kurtuluş değildi.19 sene boyunca gülmeyi hiç denememiştim. Hayatım ağlayarak geçmişti. Ne zaman bir sorun olsa gözyaşlarına sığınmıştım. Eskiden bunu bir kurtuluş olarak görüyordum. Şimdi ise ağlayan birini görünce ona acıyarak bakıyorum. Artık inadına gülmeliydim. Gülmeyi öğrenmeliydim. Değişmek istiyordum. Önce dış görünüşümü değiştirmeliydim. Şu sürekli giydiğim, hiç vazgeçmediğim , eski ruh halimi temsil eden siyah renkten ebediyen kurtulmalıydım. Yeni renkler keşfetmeliydim. Evet karar vermiştim. Artık rengarenk olacaktım. Hatta bal rengindeki uzun ve gür saçlarımı kulak hizamda kestirebilirdim. Her bir tutdıbını farklı bir renge bile boyatabilirdim. Dışımı boyadığım gibi içimi de boyamalıydım. Karamsarlığımı bir tarafa bırakıp Polyanna gibi olmalıydım. Geçmişte çok özenirdim Polyanna'ya. Kitabı okurken bile gözyaşlarına boğulurdum. Ben niye yapamıyordum? Niye Polyanna olamıyordum. Hayata farklı bir pencereden bakmak ne kadar da çok şey değiştiriyordu. Artık Polyannacılık oynamalıydım kendi kendime . Evet şimdiden değişmeye başlamıştım. Ama burda yaşayarak geçmişi unutup yeniden hayata başlayabilir miydim bilmiyorum. Yaşadıklarımı unutmak kolay değildi, ama burda kalmak işleri daha da zorlaştırıyordu. Yeni yerler görmeliydim, yeni insanlar tanımalıydım. Yaşamanın boşa olmadığını kendime kanıtlamalıydım. Bu gece evi terk etmeliydim. Herkesi geride bırakmalıydım.
    Üst kata yatak odama çıktım. Sanki her an gitmeye hazırmış gibi dolabımın kenarında duran içi dolu valizimi aldım. Şanslıydım kıyafetlerimi valize yerleştirmek zorunda değildim. Bomboş duran dolaba baktım. Ne zaman hazırlamıştım ki ben valizi? Saat 6'ydı. Hava kararmaya başlamıştı. Düşünmediğim bir nokta vardı. Nereye gidecektim? Kimsem yoktu. Ne annem ne babam. Sadece etrafımda bana yalan söyleyen bir sürü insan vardı. Burdan hemen uzaklaşmalıydım. Şu an tek düşüncem buydu. Valizimi alıp kendimi dışarı attım. Soğuk hava yüzüme çarptı. Havanın bu kadar soğuk olacağını tahmin etmemiştim. Üstümdeki hırka inceydi. Ama valizimi sokak ortasında açamazdım. Ayaklarımı kaldırım taşlarına sürterek ilerliyordum. Sokak lambasının zayıf ışığı etrafı biraz aydınlatıyordu. Ortalıkta kimse yoktu. Kendimle baş başaydım. Valizimi altıma alıp yere oturdum. Yaşadıklarımı idrak etmeye çalışıyordum. Çocukluğumu bana zehir eden ebeveynlerim sahte çıkmıştı. Babam sandığım ( aslında amcam olan ) kişiliğine hayran olduğum adam ölmüştü. Ve ben cenazesine bile gidememiştim. Şu an gerçekten çok yalnızdım. Ayağa kalkıp ilerlemeye başladım. Bu sırada cep telefonum çaldı. Arayan Deniz'di. Sonsuz karanlığımdaki tek ışıktı. Tek dostumdu. Ama o da bana yalan söylemişti. Telefonu sıkıca kavrayıp karşı duvara çarpmamak için kendimi zor tuttum. Yanımda 5 kuruş para yoktu. Telefonu satıp elime biraz para geçmesi fena olmazdı. Etraf iyice kararmıştı. Şu an ne yapacağımı bilmiyordum . Asıl sorun bu gece ne yapacaktım? Ben düşüncelerimle boğuşurken " Ilgın" diye bir ses duydum. Arkamı dönüp kim olduğuna baktım. Deniz ' di. Ayağa kalktım. Sanki valizim bana inat tek tekerleği kaldırım taşına sıkışmıştı. Valizi hızla taşın arasından çektim. Ters bir hareketle valizin tekerleği çıktı. Valizi kucağıma alıp hızla ilerlemeye başladım. Nedensiz yine gözlerim dolmuştu. Ama bu sefer ağlamamalıydım. Ağlamamak için dişlerimi sıkıyordum. O tek damla düşmeyi başarmıştı. Ve arkasından diğerleri de. Arkamdan hıçkırık sesleri geliyordu. Deniz de ağlıyordu. Kolumu sertçe tutup kendine çekti. Valizim ellerimden yere düştü. " Yalancı " diye tısladım. Deniz afallamıştı. Yüzünde gerçekten büyük bir şaşkınlık ifadesi vardı. Ağzından dökülen tek kelime " Ne " olmuştu. Yani cidden mi?! Derin bir soluk bırakıp hızla ilerlemeye başladım. Hemen peşimden koşup tekrar kolumu yakaladı." Yemin ediyorum hiç bir şey bilmiyorum". Hiç bir şey diyemedim . Diyecek bir şey bulamadım. Sadece arkamı dönüp gittim. Deniz'di bu kolay pes etmezdi. Bu sefer daha sert çekti beni kendine " inan bende bilmiyordum. Bilseydim sana söylerdim". Hıçkırarak ağlamaya başladım. Yüreğim paramparçaydı. Bedenen ve ruhen o kadar bitkindim ki. Bu korkunç fırtınada sığınacak bir limana ihtiyacım vardı. Kendimi Deniz'in kollarına bıraktım. Kulağıma " Hava çok soğuk, hadi bize gidelim " dedi. Yerde duran valizimi kucağıma alıp Deniz'in peşinden yürümeye başladım.
    ···
   tümünü göster