Siz hiç bir Koç yanlısının Sabancı yanlısını bıçakladığını duydunuz mu? Ya da Koç holdingin bünyesindeki şirketlerden birine alacağı müdürü havalanında karşılayan yüzlerce insan gördünüz mü? Büyük bir ihale sonucunda orada burada "koyduk mu" diyen ergenler. Arabalarla konvoy yapan adamlar gördünüz mü? Ben görmedim. Göreceğimi de sanmıyorum. Ancak bütün bunları futbol kulüpleri için yapan gördüm. Sizin o uğruna öldüğünüz, kavga ettiğiniz, para harcadığınız takımlar var ya hani, onlar da aslında birer şirket sadece. Siz burada bağırırken onların sahipleri lüks içinde yaşıyor. Sizlere feda derken, tek yürek derken, camiaya sahip çıkalım derken onlar lüks içinde yaşıyorlar. Siz de gidip harçlığınızdan arttırdığınız parayla bileklik alıyorsunuz. Neden? Birileri daha çok para kazansın diye.

Merak ediyorum bugün Galatasarayın bütün oyuncuları Fenerbahçeye gitse. Fenerbahçenin de bütün oyuncuları Galatasaraya gitse ne olur. Hepiniz takım mı değiştirirsiniz? Sanmıyorum. Teknik direktörleri hatta yöneticieleri bile değişse sizin için fark etmiyor.

Peki neden bu kadar seviyorsunuz bu ŞiRKETleri? Size en ufak bir faydaları yok. Sizi umursadıkları da yok. Eee ne diye bu kadar seviyorsunuz? Cevap aslında çok basit. Çünkü kendinizi sevmek zorunda hissediyorsunuz. Herkes bir takım tutuyor, siz de bir seçim yapmalısınız. Böylece bir yere ait oluyorsunuz. Aynı anda sizinle beraber sevinen insanların olduğunu bilmek mutluluk veriyor. Sadece bu kadar. Justin hayranları ya da kore fanlarından tek farkınız daha çok olmanız.

Gelin şu saçma kalıpları bırakalım. Saçma sapan şirketler için para harcamayı, kendimizi yıpratmayı bırakalım. Maç izlemek isteyen gene izlesin ama bunu rekabet için değil eğlence için izlesin. Tenis maçı izler gibi izlesin mesela.