/i/Tespit

  1. 1.
    +3
    Özellikle Türkiye’de yaşayan bizler; toplumdaki zıtlıkların ve kutuplaşmaların oluşturduğu diyalektiği net olarak müşahede ediyoruz. Hepimiz her gün çoklarca kez insanların tutumlarından ve hallerinden dert yanıyoruz.
    Bununla beraber çeşitli çözümlerden bahsediyoruz, lakin öne sürdüğümüz bu çözümlerin yalnızca tampon görevi gördüğünü, bununla beraber asla gerçek bir çözüm niteliğinde olmadığının farkında değiliz. Zaten toplumdaki bu çıkmazlar bu kadar basit olsaydı herhalde günümüze intikal etmezlerdi.
    Düşünülenlere gelince, onlar zaten bir çözümden çok daha uzak, sadece disiplinize edilmiş toplumun hatalı davranışlı bireylere kurduğu baskıdan ibaret. Kısaca ‘doğrunun faşizmi’. Yani sorunlu ferdin problemi gerçek anlamda çözülmemekle beraber, yalnızca şahsın bu problemi dile getirmesi önleniyor.
    Örneğin “gece 3’te mini etekle dolaşan kız”ı ‘namussuz’ olarak nitelendiren bir topluluğun olduğu herkese malumdur. bu görüşü yanlış kabul edelim. Gelen ‘çözüm’ ise tamamıyla bu bakışa tepki olarak yükselen zıt bakışlı toplumun linci. Bu linç günümüzde o kadar yükseliyor ki; haberlere konu oluyor, internette konuşuluyor, fenomenler karışıyor. Birileri sövüyor, diğerleri sayıyor; adam bu şekilde ülke genelinde gündem oluyor ve sonuç olarak adam dediğine, diyeceğine bin pişman oluyor.
    Bu konumdaki adamı değerlendirecek olursak, fikirlerine bir cevap verilmediğinden adamın düşüncesinde bir değişme elbette olmuyor. Gördüğü tepkinin getirdiği bir nevi suskunlukla yetiniyor. Yani sonuç olarak gelinen noktada, adam için tek değişen şey ‘dürüstçe’ konuşacağı zaman etrafına biraz dikkat etmesi. Bir süre kabuğuna çekilmesi.
    Yani olması gereken bir ıslahtan, bir irşaddan bahsedemiyoruz. Bu ıslah hali vuku bulmadığından dolayı hastalıklı bireyler için değişen tek şey etrafa zehir salamamaları oluyor. Bu ise, zehrin tamamen kendi içlerinde katlanarak artmasına sebep oluyor. içi daha da kirleniyor, daha da pisleniyor. Onun için artık doğru veyahut yanlış kalmıyor; taraf kalıyor. 'benden olanlar' ve 'bana düşmanlar'.
    Bu şekilde doldukça dolan bu bireyler ise artan nefret ve kinini en yakınlarına yansıtmaya başlıyorlar. 1 dövüyorsa 3 dövüyor, 1 sövüyorsa 3 sövüyor.
    Toplumsal manada asla bir ıslah olmamakla beraber, daha küçük çapta ifsada ulaşılıyor.

    Gelinen bu noktada asıl sorguladığım, sürekli olarak uygulanan bu lincin doğru mu yanlış mı, haklı mı haksız olduğu ve sonuç olarak vicdan mastürbasyonundan fazlası olup olmadığı. Yani toplum bu tutumla beraber birlikte yaşama halini pozitif şekilde de mi negatif şekilde mi değiştiriyor?
    ···
   tümünü göster