bir erkek olarak türk kadınlarnın züt kokusundan bıktım, usandım...

hayır yani kullanmasını bilmiyorsanız kullanmayın,

"beceremiyorsunuz", "kullanamıyorsunuz", "kullanmasını bilmiyorsunuz" = iki kere iki dört.

bu lanet olası kağıt yüzünden ciks hayatımız bitti bitecek gibi, avrupa'da böyle değil, avrupalı kadınlar sabah duş, öğlen duş, akşam duş aldıklarından; zütlerini yıkayıp- yıkamamalarının bir önemi olmuyor...

bu durum türk kadını için böyle değil, banyo yapmayı temizlik olarak değil de haftada bir yapılan bir alışkanlık olarak gördüklernden züt deliklerine sadece haftada bir su değiyor, ya da kocasının performansına göre kaç günde bir sevişiyorlarsa...
güçlü kuvvetli bir kocaysa, günlük banyo yapmak zorunda olan kadınlarda var ki, bunlar da her gün banyo yapmak zorunda kaldıklarından sevişmeyi zevk olarak değil de ceza olarak görenlerden oluyor,
"ay bıktım her gün banyo yapmaktan"...
"üşüteceğim ismail, yeter gayrı, her gün her gün"
"banyo yapmaktan sinüzit olacağım mahmut yapma nolur"
"yeme o cevizleri kemal... ",
"yeme o fındıkları harun... ",
"yeme o fıstıkları kenan... "
"yeme ali , mehmet, hasan... "
türk kadını ya biliyor ki, kocası onları yediğinde; yedikleri şelale olup bacak arasındaki yarığa akacak ve banyo yapmak zorunda kalacak... ciksin önüne geçen de kadının pasaklığı, pasaklıktan ötürü züt kokusu çeken de türk erkeği...

yani bir erkek olarak demem o ki, ne zamanki türkiye'de tuvalet kağıdı yaygınlaşmaya başladı, işte o zaman insanlar hele hele kadınlar tak kokmaya başladı zira türk kadınları, ciksten cikse ya da regl döneminden regl dönemine yıkanıyorlar...

artık am yalayamaz duruma geldik, bırakın yalamayı, am giberken bile bir elimizle burun deliklerimizi kapatacak duruma geldik... ya kadınlara tuvalet kağıdının hangi amaçla çıktığını anlatan kurslar açılsın ya da türkiye'de yasaklansın...

özet : türk kadınları zütlerini yıkamadıklarından tak kokuyor, kıllı züt deliklerindeki tak parçaları yüzünden de am gibemez duruma geldik...