Doğru bir karakola gidip silahı çıkarıp 'Bir cinayet işlendi ve suçlu kim biliyorum.' herkes bir anda dikkat kesilmişti, zaman durmuştu, kimdi bu deli karakolun ortasında bağırıyordu? 'Kim peki bu delikanlı?'
'Ünlü iş adamı Ünal Serter.'
Silahı bir labarotuvara zütürdüler, cesedin adresini verince hemen yola çıktılar. Testlerin sonucu gelince Mafyanın parmak izleri çıktı, şah ve mat dostum... ifademi verdikten sonra hemen eve gittim, Elifi alıp doğruca havaalanına gittim. Her şeyden habersiz bir şekilde beni takip ediyordu.
Uçağa bindikten sonra telefondan haberlere baktım, Ünal'ın o öfkeli yüzü vardı heryerde. Biz bu ülkede kalsak bile Ünalın adamları bizi yaşatmazlardı, klişe ama gerçek!
Merhaba San Francisco! Merhaba hayat!