/i/İnanç

İnanç
  1. 1.
    +13 -4
    Öncelikle Atatürke islam düşmanı diyen insanlara sesleniyorum. 2 saatlik araştırmam sonucunda sevgili atamın islam dini hakkında tarafsız sitelerden bulduğum sözleri buraya değerleme ihtiyacı duydum. Bulduğum her sözü internette araştırdım. Genellikle kitaplardan alınan islam dinine hakaret içeren sözler, sözün öncesindeki cümleler ile birlikte okunduğu zaman, kötü din adamlarına(bu zamanın fettullah güleni gibi vatan haini olan din adamı) hakaret, tek alındığı zaman islam dinine hakaret olarak algıladım. Bu cümlelerin islamı kötlüleyen taraflarını paylaşıp, ülkeyi sanki bir ateist kurdu izlenimi vermek ve halkı Atatürk'ten soğutmak olduğunu anladım. Aşağıda Atatürk'ün yazdığı kitaplar değilsöylediği sözler yer almaktadır. imla hatalarım için özür dilerim.

    1.Bizim dinimiz, akla en uygun ve en doğal bir dindir. Ve ancak bu nedenledir ki son din olmuştur. Bir dinin doğal olması için akla, tekniğe, bilime ve mantığa uyması gereklidir. Bizim dinimiz bunlara tamamen uygundur. Müslümanların toplumsal yaşamında, hiç kimsenin özel bir sınıf halinde varlığını korumaya hakkı yoktur. Kendilerinde böyle bir hak görenler, dinî emirlere uygun harekette bulunmuş olmazlar. Bizde ruhbanlık yoktur, hepimiz eşitiz ve dinimizin kurallarını eşit olarak öğrenmek zorundayız. Her birey dinini, din duygusunu, imanını öğrenmek için bir yere muhtaçtır; orası da Okuldur. (bizim dinimiz diye başlaması atatürk'ün müslüman olduğuna kanıttır)

    2.Bizim dinimiz, milletimize değersiz, miskin ve aşağı olmayı öğütlemez. Aksine Allah da, Peygamber de insanların ve milletlerin değer ve şerefini korumalarını emrediyor. (bizim dinimiz diye başlaması atatürk'ün müslüman olduğuna kanıttır)

    3.Büyük dinimiz, çalışmayanın insanlıkla ilgisi olmadığını bildiriyor. Bazı kimseler zamanın yeniliklerine uymayı kâfir olmak sanıyorlar. Asıl küfür, onların bu zannıdır. Bu yanlış yorumu yapanların amacı, islamların kâfirlere esir olmasını istemek değil de nedir? Her sarıklıyı hoca sanmayın, hoca olmak sarıkla değil, beyinledir.(Dinimize büyük diyor, ve hocaların zeki insanlar olduğunu bize söylüyor.)

    3.Kendisine, 1923 yılında armağan olarak küçük boyda bir Kur`an gönderilmesi üzerine teşekkürü:
    Bence değerini takdire imkân olmayan bu hediyeyi, en derin ve hürmetkar din duygularımla saklayacağım.(Yani atarürk din duygularım dediğine göre bir inancı var ve kuranı bu inancının en yüksek safhasında tutuğuna göre müslümanlık göstergesi)

    4.Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler ve mensuplar memleketi olamaz. En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır.(Kötü din adamlarına gönderme(fetullah gülen örneği) var).

    5.Ey millet! Allah birdir, şânı büyüktür. Allah’ın selâmeti, âtıfeti ve hayrı üzerinize olsun. Peygamber Efendimiz Hazretleri, Cenâb-ı Hak tarafından insanlara dini hakikatleri tebliğe memur ve rasûl olmuştur. Kanun-ı esâsî, cümlenizce malumdur ki, Kur’an-ı azîmüşşândaki naslardır. insanlara feyiz ruhu vermiş olan dinimiz, son dindir, ekmel dindir. Çünkü dinimiz akla, mantığa, hakikata tamamen tevafuk ve tetabuk ediyor. Eğer akla, mantığa ve hakikat tevafuk etmemiş olsaydı, bununla diğer ilahi doğal kanunlar arasında tezat olması icabederdi. Çünkü bilcümle kevni kanunları yapan Cenâb-ı Hak’tır.( Anlamak biraz zorda olsa Allah'ın birliğini falan görmüşünüzdür)

    6. Bu söz değil ama bir bilgi, Atatürk’ün Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılış duyurusu, onun islamiyet ve Peygamberimizle ilgili düşüncelerinin izlerini taşır. Atatürk bu duyuruda TBMM’nin, günün kutsallığından faydalanmak, milletvekilleriyle Hacı Bayram Camii’nde cuma namazı kılmak, Kur’an ve namazın nurlarından faydalanmak için 23 Nisan cuma günü açılacağını bildirmiştir. Açılış dolayısıyla valiliklerde hatim, Buhari, Muhayiri şerif okutulmuş, dualar ettirilmiştir. Hatim okutup, cumanın feyzinden yararlanmak istemesi yanında Peygamberimizin sözlerinden oluşan “Buhari” adlı hadis kitabını okutması da Peygamberimize duyduğu sevginin sonucudur.

    7.Hz. muhafazid'in bir avuç imanlı Müslümanla mahşer gibi kalabalık ve alabildiğine zengin Kureyş ordusuna karşı Bedir meydan muharebesinde kazandığı zafer, fani insanların karı değildir, O'nun Peygamberliğinin en kuvvetli delili işte bu savaştır.(Allah olmasa peygamberine inanmazdı)

    8.O, Allah'ın birinci ve en büyük kuludur. O'nun izinden bugün milyonlarca insan yürüyor. Benim, senin adın silinir, fakat sonsuza kadar O, ölümsüzdür.(Allah olmasa peygamberine inanmazdı)

    ATATÜRK'ÜN iSLAMiYETE HiZMETLERi

    – Kur'an'ı, ilk kez Türkçe'ye çevirtti, bastırdı ve ücretsiz dağıttırdı. (1927 – ismail Hakkı izmirli'nin çevirisi).
    – Kur'an'ın bilimsel tefsirini yaptırdı, bastırdı ve ücretsiz dağıttırdı. (Hak Dini Kur'an Dili" ismi ile 1936'da – Elmalılı Hamdi Yazır)
    – Sağlam hadislerin çevirisini yaptırdı ve aynı şekilde halka ulaşmasını sağladı. (1932 – Ahmet Nazım, Kamil Miras).
    – Arapça okunan, dinleyenin anlamadığı hutbeyi Türkçe'ye dönüştürdü. (1932)
    – Camilerin din görevlisi ihtiyacını karşılamak için imam-Hatip okulları açtı.

    Bunlar; halkın din adına sömürülmesini önlemek için yaptıklarıdır. Yani Kur'an'ın öngördüğü şekle doğru bir restorasyon amacı vardır. . Bunların dışında, bir de dinin öngörülerini devlet hayatına taşıması vardır ki, bunlar da dine hizmeti olarak görülebilir.

    – Saltanatı kaldırması.
    – Kur'an'da saltanat ve benzeri monarşik idareler yasaklanmıştır.
    – Ulusal egemenlik sistemini kurması.
    Dine uygun olan da budur.
    – Hilafeti kaldırması.

    Kısacası Atatürk bugün ki Suriye'ye benzemememiz için laiklik getirdi ve başarılıda oldu. Eğer laik olmasaydık şu nada devlet fethullah gülen gibi insanlarla dolu olacaktı.

    ATATÜRK'ÜN SON SÖZLERi;
    Nöbetçi Doktor Abrevaya ile o sırada yetişen Prof. Dr. Neşet Ömer irdelp kendisine yine bir taraftan bazı ilaçlar enjekte etmeye, bir taraftan da buz parçaları yutturmaya başladılar; bir aralık sağında bulunan tuvalet masası üzerindeki saate baktı; her halde iyi göremiyordu ki bana sordu:

    “Saat kaç?..”

    Cevap verdim:

    “7.00 Efendim.”

    Aynı suali bir iki defa daha tekrar etti, aynı cevabı verdim. Biraz sükûnet bulunca yatağa yatırdık; başucuna sokuldum:

    “Biraz rahat ettiniz değil mi efendim?..” diye sordum.

    “Evet!..” dedi. Arkamdan Neşet Ömer irdelp yanaşıp rica etti:

    “Dilinizi çıkarır mısınız efendim?..”

    Dilini ancak yarısına kadar çıkardı; Dr. irdelp tekrar seslendi:

    “Lütfen biraz daha uzatınız!..”

    Nafile!.. Artık söyleneni anlayamıyordu; dilini uzatacağı yerde tekrar tamamen çekti; başını biraz sağa çevirerek Dr. irdelp’e dikkatle baktı ve “ALEYKÜMESSELÂM” dedi; son sözü bu oldu ve ikinci ponksiyondan tam 30 saat sonra komaya girdi.

    Şimdi diyeceksiniz ki arapça kullanmak yerine türkçeyi tercih eden bir insan neden “ALEYKÜMESSELÂM” diyip, Öldü. Bir tabire göre azrail allah'ın sevdiği kullarının canını alırken. Selam verir ve cevabını aldıktan sonra canı alır.

    Atatürk neden mason işareti yapıyordu?
    Cevap; Atatürk'ün karaciğeri kaburgalarının arasında sıkışıyordu(hastalıktan dolayı). Siz diziniz acıdığı yazman oraya bastırmıyormusnuz? Zavallı Atam acısından duramıyor ve oraya basınç uyguluyordu.

    ---SON---
    ···
   tümünü göster