1. 1.
    0
    Urgallar, Shade kadar iyi göremiyolardı; kör dilenciler gibi el yordamıyla hareket edir, silahlarını beceriksiz bir şekildi tutuyolardı. Öten bir baykuş sessizliği yırttı. Kuş uçup gidene kadar hiç biri rahatlamadı. Yaratıklar soğuk gecede ürperdiler; bir tanesi kalın çizmesiyle bastığı bir dal parçasını kırdı. Shade öfkeyle tıslayınca Urgallar geriye büzülüp hareketsiz kaldılar. Shade tiksintisini bastırıp-çürümüş et gibi kokuyolardı-arkasını döndü onlar araçdan başka bir şey değildi. Dakikalar saatlere dönüşürken Shade sabırsızlığını gizlemeye çalışıyordu. Koku, sahiplerinin çok daha ilerisine ulaşmış olmalıydı Urgalların ayağa kalkmalarına ya da kendilerini ısıtmalarına izin vermiyordu bu lüksü kendindende esirgeyip ağaçların arasında bekliyor patikayı gözlüyordu bir rüzgar dalgası daha esti ormanın içinde bu kez koku daha güçlüydü heyecanlandı ince dudağını dişlerini ortaya çıkıcak şekilde büktü. "Hazırlanın" diye fısıldadı bütün bedeni titriyodu kılıcının ucu küçük dailereler çiziyordu bu ana gelebilmek için bir sürü plan yapmıştı çok acı çekmişti şu anda kontrolü kaybetmesi hiç iyi olmazdı. Urgalların kalın kaşlarının altındaki gözleri parladı yaratıklar silahlarına daha sıkı sarıldılar Shade ileride sert bir şeyin gevşek bir taşa çarparken çıkardğı tıkırtıyı duydu. Karanlıkta belli belirsiz gölgeler belirip patikadan aşşağıya doğru ilerledi. Üzerinde binicileri olan üç beyaz at başları dik, örtüleri ay ışığında sıvı gümüş gibi parlayarak tuzağa doğru gidiyordu
    ···
   tümünü göster