/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 1.
    +3 -2
    Kısa hikaye denemek istedim olay ve şahıslar tamamen uydurmaca ona göre okuyun.

    -Hayata gözlerimi açtığımda ben kazandığım için annem kaybetmişti. Annem beni doğurması ile hayatını kaybetti beni babam ve dedem büyüttü anne sevgisi olmadan büyüdüm kadınları tanımadan. ilkokul çok boştu bir şeyler öğreniyordum ama arkadaşlık gibi kavramlar ilgimi çekmiyordum hayatta bildiğim bir kaç şeydi her şeyi oturup sessizce izlemek, ölüme duyulan hasret. Daha sonra orta okula başladım burada biraz daha rahattım sınıfımdaki çocuklar artık daha sessizdi hatta bir kaçını kendime yakın bile hissettim çünkü onlar öğretmen dışında kimseyle zorunda kalmadıkça konuşmuyordu. Günler haftaları kovalarken haftalar ayları, aylarda yılları kovaladı biraz daha büyüdüm ve dedemde ölmüştü katıldığım ilk cenazeydi belki de çünkü gerçekten beni anlayan biriydi çünkü oda ona en yakın olan kadını kaybetmişti ölünce onu çarşaf sarıp odanın ortasına yatırdılar. Karnında bıçak vardı babama sordum bunun nedeni neydi? Babam bana ölen insanların karnı şişer bunu önlemek için üzerine ağırlık koyulur dedi. Benim bildiğim karnın şişmesini iki sebebi vardı çok fazla yemek yemek, gebelik, bir an düşündüm belki de insan ölünce içindeki ıstıraptan dolayı şişiyor diye ertesi gün erken kalktık camiye gittik. Cenazeyi araba koyup mezarlığa gittik. Ve ben hayatın başındayken bile yanım olan birinin üstüne toprak attım onu hiçliğe uğurlamış gibi hissettim sanki onu toprağın içine tutsak etmiş gibi hissettim. Eve döndük taziyeleri kabul ettik ve o gece babamı ilk kez ağlarken gördüm düşünmüştüm ağlamak insanı geri getirmiyor ölenle ölünmüyorsa onla yaşanmalı diye. Aradan haftalar geçti babam dedemin elbiseleri dağıtmak istedi ilk kez babama karşı sinirlenerek bunu yapma dedim. Dedem öldüyse hatıraları bizimle yaşamalı diye düşündüm başta itiraz etsede kabul etti.

    Liseye başladım burada da mutlu olmayı anlayamadım insanlar bir arada mutlu olabiliyordu ama ben arka sıra oturup pencereden bakarak dışarıdaki kuşları izleyerek huzur buluyordum sanki bende onlarla mutlu oluyordum ama aklım hep topraktı toprağın altındaydı bol bol mezarlığa dedemin ziyaretine giderdim mezarlıktaki her cenazeye gider olmuştum bir insanı taşımak ve gömmeyi hala anlayamamıştım neden sevdiklerimizi tekrar ziyaret edebilmek için bir yere tutsak ediyorduk. Babamın işleri kötüye gitmeye başladığında çalışmaya karar verdim. Babam ne iş yapacaksın dedi bende mezar kazarım dedim o da başka iş yapamaz mısın dedi toprak insana huzur veriyor ve ölen insanların bir yerlerine kavuşturmak istiyorum dedim peki dedi zaten beni pek zorlamazdı kendi halime bırakırdı. Ertesi gün bekçi ile konuştum belediyeye gittim başvurdum.

    ilk kazdığım mezara kimin gömüleceğini merak ettim düşündüm acaba nasıl ölecek nasıl hayata veda edecek diye. iki günde bir cenaze çıkan semtten on dört gün cenaze çıkmadı mezarcılar mezar kazmıyorsa insanlar ölmüyor mu diye düşündüm daha ilk mezarı mı kazmadan garip hissettim. Hasan Amcadan haber geldi Mahallenin imamı ölmüştü mezarını ben kazdım cenazesine katıldım helvasının bile dağıtılmasına yardım ettim çünkü oda benim gibi kimsesiz biriydi onun mezarının başında başka bir imamın dua etmesini anlayamadım düşündüm o kendini kurtaramaz mı? diye. Ölümler birbirlerini kovaladı toprağı kaza kaza ölümü anladım insan ölünce hiçbir şey olmuyor sadece yeri belli olsun diye bir yere gömülüyor başına da bir taş dikiliyor.

    Artık 19 yaşımdayım babamı da kaybettim artık kimseyi mutlu etmek veya kimse ile beraber olmak zorunda değildim. Babamı çarşafa doladım karnına bıçak koydum onlardan öğrendiğim gibi en yakın komşuya gidip babamın öldüğü haberini verip kapıyı açıp onları eve bıraktım tabi diğerleri gibi başında durup Yasin okuyamadım. Kazma küreği aldım onunda mezarını kazdım biraz daha geniş oldu. Babamın tabutunu 4 kişi taşıdık baş tarafına geçtim diğer taşıyan kişilere bile bakmadım ilk toprağı ben attım ve onu gömdüm mezarını kazıp gömdüğüm ilk kişi oldu bir an kendimi o romanlardaki katiller gibi hissettim bir insanın hem mezarını hem kazıp hem gömmek bana kendimi katil gibi hissettirdi ilk defa suçluluk duygusunu yaşadım. Eve gittim babamın pantolonunu giydim dedemin ceketini kendi ayakkabımı babamdan kalan son parayı cebime koyup meyhaneye gittim insanlar acılarını dindirmek için rakı içermiş garson çağırıp rakı söyledim içtim kendimden geçtim. Alkolün insana oturduğu yerde otururken başka yerdeymiş gibi hissettirmesini anlayınca mezardaki insanlarında toprağın altında olsada başka bir yerde olabileceğini anladım. Eve gittim üstümü değiştirmeden yattım intiharı düşündüm intiharın insanı cehenneme zütürdüğünü bildiğim için hıçkırarak ağladım ve çaresizliği tattım.

    Kimsenin intihar ettiğimi anlamaz ise cennete gidebileceğimi düşündüm ama nasıldı kendimi assam kimse yok cesedimi bile bulamayacak belki de haftalarca. Bileklerimi kessem kan bana kendimi kötü hissettirir diye düşündüm. Evimin dışarısında bir yerde ölmeliydim ki insanlar beni bulsun ve gömebilsin en azından ruhum kaybolsada bedenimin yeri bilinsin. Başlarda ne kadar saçma gelse de kendimi denizde boğsam cesedim kaybolmazsa kimse intihar ettiğimi anlamaz diye düşündüm bir sabah 7 de kalkıp otobüse binip sahile gittim üstüme çıkardım suya atladım kendimi boğmayı denedim ne kadar kendimi batırmayı denesemde suda hep yukarı çıktım istesemde boğulamadım sudan çıkınca kuma yattım gerisini düşünmedim.
    ···
   tümünü göster