/i/İnanç

İnanç
  1. 226.
    0
     
    Nisa (4) / 34
    Erkekler, kadınlar üzerinde hâkim dururlar, çünkü bir kere Allah birini diğerinden üstün yaratmış ve bir de erkekler mallarından harcamaktadırlar. Bunun için iyi kadınlar, itaatkârdırlar. Allah'ın korumasını emrettiği şeyleri, kocalarının yokluğunda da korurlar. Serkeşlik etmelerinden endişe ettiğiniz kadınlara gelince; önce kendilerine nasihat edin, sonra yataklarında yalnız bırakın, yine dinlemezlerse dövün.

    Maide (5) / 38
    Yaptıklarına bir karşılık ve Allah'tan caydırıcı bir müeyyide olmak üzere hırsız erkek ile hırsız kadının ellerini kesin. Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.
     
    Nisa (4) / 3
    Eğer, (velisi olduğunuz) yetim kızlar (ile evlenip onlar) hakkında adaletsizlik etmekten korkarsanız, (onları değil), size helâl olan (başka) kadınlardan ikişer, üçer, dörder olmak üzere nikahlayın. Eğer (o kadınlar arasında da) adaletli davranmayacağınızdan korkarsanız o taktirde bir tane alın veya sahip olduğunuz (cariyeler) ile yetinin. Bu, adaletten ayrılmamanız için daha uygundur.
     
    Talak (65) / 4
    Kadınlarınızdan âdetten kesilmiş olanlarla, henüz âdet görmeyenler hususunda tereddüt ederseniz, onların bekleme süresi üç aydır. Hamile olanların bekleme süresi ise, doğum yapmalarıyla sona erer. Kim Allah'a karşı gelmekten sakınırsa, Allah ona işinde bir kolaylık verir.
     
    Ahzab (33) / 50
    Ey Peygamber! Biz sana mehirlerini verdiğin eşlerini, Allah'ın sana ganimet olarak verdiklerinden elinin altında bulunan kadınları; seninle beraber hicret eden, amcanın kızlarını, halalarının kızlarını, dayının kızlarını ve teyzelerinin kızlarını sana helal kıldık. Ayrıca, diğer mü'minlere değil de, sana has olmak üzere, mehirsiz olarak kendini Peygamber'e bağışlayan, Peygamber'in de kendisini nikahlamak istediği herhangi bir mü'min kadını da (sana helal kıldık.) Mü'minlere eşleri ve sahip oldukları cariyeleri hakkında farz kıldığımız şeyleri elbette bilmekteyiz. Bütün bunlar, sana herhangi bir zorluk olmaması içindir.
     
    Ahzab (33) / 37-38
    Zeyd (muhafazid'in evlatlığı) o kadından ilişiğini kesince onu sana nikâhladık ki, evlatlıkları eşleriyle ilişkilerini kestiklerinde, müminler için o kadınlarla evlenmede bir güçlük olmasın. Zaten Allah'ın emri yerine getirilmiştir. Allah'ın kendisine farz kıldığı şeyde peygambere hiçbir vebal yoktur. Daha önce gelip geçmişlerde de Allah'ın yolu-yöntemi buydu.

    Nisa (4) / 11
    Allah size, çocuklarınız (ın alacağı miras) hakkında, erkeğe iki dişinin payı kadarını emreder. (Çocuklar sadece) ikiden fazla kız iseler, (ölenin geriye) bıraktığının üçte ikisi onlarındır. Eğer kız bir ise (mirasın) yarısı onundur. Ölenin çocuğu varsa, geriye bıraktığı maldan, ana babasından her birinin altıda bir hissesi vardır. Eğer çocuğu yok da (yalnız) ana babası ona varis oluyorsa, anasına üçte bir düşer. Eğer kardeşleri varsa anasının hissesi altıda birdir.

    tevbe (9) / 5
    O halde, hürmetli aylar çıkınca artık öbür müşrikleri nerede bulursanız öldürün, onları yakalayıp esir edin, onların geçebileceği bütün geçit başlarını tutun. Eğer tövbe eder, namaz kılar, zekât verirlerse onları serbest bırakın. Çünkü Allah gafurdur, rahîmdir."

    bakara 191. ayeti:
    "onları nerede yakalarsanız öldürün. sizi çıkardıkları yerden (mekke'den) sizde onları çıkarın. zulüm ve baskı adam öldürmekten daha ağırdır. yanlız,mescidi haram yanında, onlar sizinle savaşmadıkça sizde onlarla savaşmayın. sizinle savaşırlarsa (sizde onlarla savaşın) onları öldürün. kafirlerin cezası böyledir."

    isa 89. ayeti:
    "arzu ettilerki kendileri küfre saptıkları gibi sizde sapasınız beraber olasınız.bu sebeple onlar allah yolunda hicret edinceye kadar içlerinden dost edinmeyin. eğer bundan yüz çevirirlerse yakalayın ve bulduğunuz yerde öldürün. onlardan ne bir dost edinin ne de bir yardımcı."

    nisa 91. ayet:
    "hem sizden hem de kendi toplumlarından emin olmak isteyen başkalarını da bulacaksınız. bunlar her ne zaman fitneye zütürülseler ona baş aşağı dalarlar (daldırılırlar). eğer sizden uzak durmaz, sulh teklif etmez ve ellerini çekmezlerse onları yakalayın, rastladığınız yerde öldürün. işte onlar üzerine sizin için apaçık yetki verdik."

    tevbe 5. ayeti:
    "haram aylar çıkınca müşrikleri bulduğunuz yerde öldürün; onları yakalayın, onları hapsedin ve onları her gözetleme yerinde oturup bekleyin. eğer tevbe eder, namazı dosdoğru kılar, zekâtı da verirlerse artık yollarını serbest bırakın. allah yargılayan, esirgeyendir."

    bu ayetleri araştır dostum. ben bunda yanlış bir yorumlama göremiyorum. bir çok farklı insan var bu ayetleri arapçadan çeviren, bir çok farklı kaynak var, istediğin hepsine bak anlatmak istedikleri bunlar. ben bunda bir kutsallık göremiyorum. haaa eğer diyosan ki peygamber döneminden sonra kuran değiştirildi, yani korunamadı;

    Hicr-9: "Şüphe yok ki Kur'ân'ı biz indirdik ve şüphe yok ki onu mutlaka koruyacağız."

    o halde bu ayete karşı geliyorsun demektir. ya kuran'ı olduğu gibi, yukarıdaki ayetlerle kabul edeceksin ya da tamamen reddedeceksin.

    seçim senin dostum, şahsen ben zekayı, mantığı ve bilimi seçtim.

    (Bu arada eğer kuranı okursan anlayacağın ilk şeylerden biri, Kuran'ın, dönemin Arap toplumunu olağanüstü varlıkların gerçekliğini iddaa ederek bu yolla korkutmayı ve hizaya sokmayı hedefleyen bir kanun koyucu kitap olduğudur. Hiç bir kutsallığının olmaması ve toplum kuralları haricindeki tüm kısımlarda çocukların dahi inanmayacağı mantıksız masallar içermesi bir yana dursun, toplum hakkında koyduğu kurallar da bir çok mantıksızlık, tutarsızlık içermekte ve özgürlüğüne düşkün bir insanın bağlanmasının son derece anlamsız olacağı bir dinin kitabıdır)
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster