Arabaya atladık ve kalender abinin aracını takip ediyorduk, arkadan da siyah minibüs takipteydi, lakin benim evi zannettiğim yerin evi olmadığını yeni anlamıştım bu sefer gittiğimiz, yer oraya bir hayli uzak ve elit bir semtti kapılar açıldı içerisi takım elbiseli adamlardan geçilmiyordu girişten biraz ilerde bir ev belirdi fakat mütevazi sayılabilecek türdendi fakat orayı geçtik biraz daha ileri doğru gittik, saray denilecek türden efsane gösterişli bir yapı duruyordu karşımızda, kapıdaki yerde tahminen müştemilattı, arabaları tam stop ettik kapılarımızı açtılar hoşgeldiniz diye karşıladılar, merdivenlerden çıkmaya başladık evin ciddi anlamda kale kapısına benzeyen bir yönü vardı kapı açıldı, gördüklerime inanmadım evin içi resmen tarih kokuyordu türlü tablolar işlemelerle bezenmiş korkuluklar, aradığınız her kitabı bulabileceğiniz bir kütüphane düşünün, tam karşımda duruyordu, ilerledik ve merdivenlerden yukarı doğru çıktık merdivenlerin bitim yerinin tam karşısında büyük bir salon bulunuyordu büyük dediğime bakmayın bu büyükten de öteydi nerdeyse yarım futbol sahası büyüklüğündeydi, çok ihtişamlı duruyordu, her bir duvar içinde küçük bir tarihi barındırıyordu, salonun tam ortasında camekanla çevrili eşyaların olduğu bir yer vardı altlarında küçük notlarda kimden ve hangi zamana ait olduğu yazıyordu sene 1979 mart 13 ve yanında amcamın adının yazılı olduğu birşey gördüm bu bir tesbihti, ve bahsi geçen tesbih bizim ailede önemli bir yere sahip olan bir tesbihti, bu tesbih babamın anlattığına göre taşınma esnasında kaybolduğu öne sürülen tesbihti
Edit: Bir , Bir buçuk saat içinde devam edicem şuan biraz meşgulüm, yavaş yavaş bitirebilirim ya da sürdürebilirim kararı size bırakıyorum nasıl istediğinizi belirtmeniz yeterli, yeni bir hikâyeye başlamak için bunu bitirmeyi bekliyorum, akabinde yenisiyle buraları sallarız, siz okuduğunuz sürece de en iyiisi olmaya devam edeceğiz, modların tutumuna karşın hala burda benimle birlikte olanlara sonsuz teşeklürlerimi sunarım