Kalktım, çıktım koridora, taştan merdivenler amk, buz gibi ortalık benim de sırtımda hepi topu bir ceket var. Ellerimi hohlaya hohlaya indim merdivenlerden, çıktım bir avluya. La ortalık ana baba günü herkes bir taklar yapıyor, bir yanda birileri kılıçla oynuyor, bir yanda ok atıyorlar falan. Kale gibi bir yer birde amk, ağıl, yalak falan var. Bende geziyorum öyle sağa sola baka baka. Sonra iki tane velet birbirine sataşarak koşmaya başladı üstüme doğru, tuttum utanmıyonuz mu la kaç yaşına basmışsınız gibtirin gidin kavga etmeyin diye kulaklarını çektim.
Nereden bileyim amk 1 öz 1 üvey abisi bir de korucuları mı ne varmış. hepsi tepemde bitti, ellerinde kılıçlar hı hı şaka yaptım diyemeden tam dalacaklardı ki, yukarıdan bir ses geldi. Bırakın la misafiri, misafire saldırılır mı diye. Bir baktım karşımda Boromir reyiz...
Bağırdım hemen Boromir reyiz, nerelere düştüm ben yardım etsene bana diye.
Bu indi aşağıya yanında da bir karı, hık dese "jon snow benim oğlum değil" diyor sürekli. Reyiz dedim, sustursana şu karıyı anlattıklarını anlamadım. Reyiz sağolsun, dedi bir ağaç var orada rahatça konuşuruz gel yanıma diye çekti zütürdü beni.
Gölün kenarında bir yere geldik, aha dedi burada konuşabiliriz. Bir baktım agaca surat kazımışlar la, gördüğümde altıma ediyordum. Sonra bu başladı anlatmaya, ben boromir kim bilmem, adım Ned Stark falan diye. Bende Zak dedim. Bu anlattı işte 4 oğlu iki kızı varmış, burası kışyarı imiş, atalardan kalma falan koca koca surlar kimse alamaz burada hakim de benim, cellatda benim, padişahta benim diye. Eyvallah reyiz dedim, yüzüğün peşini bıraktın buralara yerleştin adını da değiştirdin herhalde sıkıntı olmasın diye. bilmezden geliriz bizde kafana takma, al şurdan bir tane yak diye sigara paketimi uzattım. amk köylüsü, sen koskoca gondorda veliaht ol, sarılmış ot ne bilme; baktı baktı ben kullanmıyom vallah dedi ama yalan amk ne olduüğunu bilmiyor.