Arkadaşlar anlattığım konudan bağımsız yeni konularla başlığı devam ettirmek istiyorum. Başlangıcı farklı bir konu ile yapmamın nedeni şu ki, eğer yazdıklarımı özümseyerek okuduysanız anlamışsınızdır, hayatımızın her anı değerli, hayatımızı geçirebildiğimiz en mutlu şekilde geçirmeliyiz. Okuduklarınızdan sonra aslında hayatın amacının kendini mutlu edebilmek olduğunu çıkarmanız gerekirdi. Tabii ki bu o yazılardan çıkarılabilecek sonuçlardan birisi, fakat unutmayın o yazılar felsefi bir bakış açısı kazanmanız için de yazıldı. Bir düşünün o yazdıklarımın aslında bir insanın hayata bakış açısı olduğunu. Sizce bu insan onca şey düşündükten sonra bu hayatta sadece kendini ve çevresini mutlu etmeye çalışmaz mıydı? Aslında bu hayatta bir modern köle olduğunu, zincirlerle kelepçelendiğini, dört yanının duvarlarla kaplı olduğunu düşünürdü, bunları aşması gerektiğinin bilincine varırdı. Yani buradaki bazı insanlar gibi o metinden ateist olmak veya Allah yoktur gibi bir sonuç çıkarmanız tamamen yanlış anlamanızdan kaynaklı. Zira o yazılarda Allah'ın varlığı ile ilgili bir şeyden söz edilmedi. Kimi ona Allah der, kimi enerji, kimi bilinç. Kimin neye inandığı inanın umrumda değil, sizin de olmasın. Unutmayın; Allah'a inanan da, enerjiye inanan da, bilince inanan da aslında aynı güce inanır, sadece ismini farklı koyar.

Bir düşünün arkadaşlar kaç milyarlık dünya nüfüsunun içinde sizin yeriniz ne? Bu dünyaya başkaları sizi yönlendirsin, hayatınızı şekillendirsin diye mi geldiniz. Şu muazzam büyüklükteki kainatta bir kum tanesi kadar bile büyük değilsiniz. Kendi etrafınıza ördüğünüz o duvarlar, kendinizi engellemeleriniz aslında ne kadar önemsiz şeyler farkında mısınız? Bu başlığın devamında sizi engelleyen şeyleri kaldırmaya, duvarları yıkmaya çalışacağım elimden geldiğince. Sizin de buna kalpten inanmanız lazım. Nasıl birisi olmak istiyorsanız olabilirsiniz .
insanın tek düşmanı, kendisidir.