o akşam işe heyecanla gittim. biliyordum tarkan abi beni kırmazdı zaten. mekanın önüne gittim. bizim izbandut takımına selam verip geçtim içeri.

-tarkan abi merhaba

-hoşgeldin koçum.

-abi benim senden bir ricam vardı.

-hayırdır halidaki

-abi benim bir arkadaşım var. ona burada iş verebilir misin.

-olur halidaki. senin kefil olduğun adam benim için okeydir.

-abi kız ama.

-halidaki zor iş bu bir kızın yapmasını beynin alıyorsa gelsin.

-alıyor abi. sen merak etme güven bana.

o gün işten çıkıp eve gittim. kafa yine kıyak zaten. eve vardığımda idil pc başında takılıyor. yarı çıplak oturuyor.

-halidaki geldin mi

-bir duş alıp gelicem.

gittim duşa girdim bir kendime geldim. biliyorum ki bu gece gibiş var. özlemişim zaten idili. duştan çıktım üzerimde havluyla girdim içeri. idilin yanına gittim. havlumun bağını çözüp direk saksoya başladı. ellerimi saçlarına dolayıp kafasına bastırmaya başlamıştım. haşmetli kıvama gelince idil prof bir ferre yıldızı gibi domaldı karşımda. pırıl pırıl zütüne bakınca kendimden geçtim. zütünün yanaklarından tutup amcığı görünce sapladım buna bir güzel. rahat 1-2 saat gibiştik. ama sesleri bırak alinin duymasını bütün apartman boy abdesti aldı amk bizim yüzümüzden. idil canavar gibi gibişir. kıvrak hatun. amerikada olsa ferre şirketlerinin aranan siması olurdu kesin *

işimiz bittikten sonra biz bunla bir güzel uyuduk...