sevinmedim bu duruma çünkü şaşkınlık duygusu ağır basıyordu, nasıl olmuştu kim john'u öldürmüştü, bizleri kahvaltı saatinde dahi dışarı çıkarmadılar öğlen 11 falandı hücrelerin kilitlerini açtıkları saat, çıktık dışarı direk baş gardiyanın yanına koştum nasıl olmuş kim yapmış dedim, zaten ölüymüş banyoda öldürüp hücresine koymuşlar kimin yaptığı belli değil dedi, ulan dedim kim yaptı bunu tim'in kulağına gitti de o mu yaptı yoksa, ya da zetas mı yaptı, ama zetasın yapması için bildiğim kadarıyla herhangi bir sebep yoktu, sonra kafama dank etti, bizim yaşlı seri katil, ulan adam 70 küsür yaşında o nasıl yapabilirdi böyle birşeyi, hemen hücreye koştum yoktu muhtemelen kahvaltı ediyordu oturdum hücrede beklemeye başladım yarım saat sonra geldi hücreye, sen mi harcadın çüksüzü dedim, çözüm arıyordun ve çözümü buldum eğer ortada sorun olmazsa çözüme de ihtiyaç kalmaz yani çözüm sorunu yok etmek dedi, kısaca bizim koğuş arkadaşı johnu doğramıştı, dayı dedim senden korkulur ilk başta seri katilim diye salladığını düşünüyordum ama harbiden sen katilsin, akşam adamı kestin şimdi kahvaltını edip geldin kitap okuyacaksın tam manasıyla canavarsın ama teşekkürler sorunu hallettin dedim, güldü gözlüğünü takıp kitap okumaya başladı, john'dan kurtulmuştum ama asıl sorun hala burnumun ucundaydı zetas'ın adamları hapishanedeydi ve ben onlardan daha aylar boyu saklanmak zorundaydım, elime kağıt kalem aldım zetas'a ötebilecekler listesi çıkardım, benimle eskiden samimi olup zetas adını duyunca çark edenlerden ve benim bazı sırlarımı bilenlerden oluşuyordu bu liste, big-m timothy baş gardiyan bunlar ötebilecek potansiyele sahip eski dost yeni düşmanlarımdı