Oncelikle zenginler, parası çok olan, mal varlığı standartların üzerinde olan ve asgari ücrete zam gelmiş mi, gelmemiş mi gibinde olmayanların oluşturduğu bir tür güruh.

1) bunlar çok klas mekanlarda takılır zatalinizin bildiği gibi. Para tak olduğu için ufak 5 yaşındaki çocuğa bile kebap söylerler. Hatta o yannan kadar boyundaki çocuk o kebabı bitiremez bile. Ve " paket yapar mısınız " tenezzülünde bile bulunmazlar.

2) en sevdikleri araba markası A4. siz fakirlerin aklına hemen çizgisiz fotokopi Kağıdı geldi ama o değil. Audi A4 olanından.

3) bunlar giydikleri elbiselere çok özen gösterirler. Sizin evdeki kıyafet adediniz kadar onların kıyafet dolabı vardır. Ve kıyafetlerinin az olduğundan yakınırlar. Buda onların ne kadar tatminsiz olduğunu gösterir.

4) genelde çocukları Kolejde okur. Heralde güzel bir yerdir. Hiç kolej görmedim hayatımda. Ilk duyduğumda spor salonu sanmıştım. Meğer eğitim verildikleri yermis.

5) çocukları Nişantaşı, Bahçeşehir, Koç üniversiteleri gibi yerlerde okurlar. Çünkü varoslar orda yokmuş, böylelikle amı, zütü rahatlıkla dağıtabiliyorlar.

6) starbaks olmazsa olmazlaridir. Orda oturup kahvelerini yudumlayip, ülke yanıyor mu, yıkıldı mi zerre amcikalrinda ve gibciklerinde değil. Sadece o an mutlu olmayı eve gidince de betofen dinlemeyi hayal ederler.

7) bunların çocuklarının askerlik gibi bir dertleri yok, bedelli askerlik parası onların bir gece ailece yemek yeme parası ile eşdeğer bile değil. Onlar için askerlik fakirlerin ölmeye gittiği yerdir.

8) zengin agababalar genelde iktidarda kim varsa onların etrafında koluclanirlar ve büyük ihalelere girip rant devsirmeye bakarlar. Onlar için devletinin tek işi onlara rant sağlayacak ihale vermesi ve bir suça bulaştığı zaman onları kollamasi.

9 ) Cenazelerde gözyaşı damlatan gözlük kullanırlar. Duygudan yoksun bir şekilde yaşarlar. Duyguları bile körelmiştir.

10) dünya olayları hakkında bilgi almak, ülkelerinde ne oluyor ne bitiyor onları bilmek sadece babalarının işi sekteye uğradığı zaman ilgilerini çeker. Ülke yansa bunlar saçını tarar.

11) Bim, a101, şok gibi yerler onların sadece yolda araba ile geçerken gördükleri fakir insanların girdiği bir ucuzluk mekanı. Başka onlar için hiçbir şey ifade etmiyor.

12) ilaçların tedavi kapsamından çıkması, ülkenin sağlık alanında geri kalması, doktorların niteliksizligi onların hiç umrunda değil. Çünkü onlarin kendi özel doktorları Vardır ve orda tedavi olurlar.

Bu saydilkarim bunların bi yerden sonra avantajlı gibi gösteriyor. Evet biraz öyle onlar çok avantajlı. Fakat onların şu sorunu var. ( ya huzuru yok demicem diğer fakirler gibi)
Onlarda memnuniyetsizlik, tatminsizlik, var. Şükür diye birşey yok onlarda. Sana bugün biri bir tavuk döner ayran ismarlasa sen mutlu olursun. Düşünsene öğle yemeğin beleşe gelmiş. Ama onlara iskender ismarla yine tatmin olmaz. Çünkü onu boğazda yemek ister. Öyle bi tatminsizlik. Onlar hayatında herseyi görmüş artık. Bi amaçları yok. Tadabilecekleri herseyi tadmislar. Amaçsız yaşıyorlar. Babaları almak istedikleri herseyi almış. onların, cabalayip emek harcayarak kazanması gereken birsey yok.

Size kısa bi hikaye anlatarak son verecem.

Zamanında bir adam mısır piramitlerine gitmek için yola çıkar. Engeller karşısında olur falan fıstık. Müslüman bir adamla karşılaşır adam 50 yaşımda. Neyse adamla baya samimi olurlar. Adamda benim tek hayalim kabeye gitmek der. Diğeri de sorar paran mi yok niye gitmiyorsun diye. Adam aksine param da çok ama gidemiyorum der. Diğeri yine sorar hayırdır dayı neden paran var ve gidemiyosun der.
Adam söyle cevap verir: " ben bu yaşıma kadar kabeye gitme amacı ile çalıştım, cabaladim, para topladım. Şimdi gidersem eğer döndüğümde içinde olacağım inanılmaz boşluğu kaldırabilir miyim diye düşünüyorum. Çünkü hayattaki en büyük amacım oraya gitmek, hacerul esvedi Öpmek, kabeye tavaf etmek. Onları da yapınca amacım kalmayacak yaşamak için. Ben o boşluğu ne ile dolduracagimi bilmedigim için gidemiyorum. Der.