/i/Saçmalamaca

Bu altincide saçmalamak serbest !
  1. 26.
    +4 -2
    Mistik bir havaya insan aklının gerçekliğini katan ruhsal yağmurlar eşliğinde tüm tanrısal varlıkların görevden göreve koştuğu, kaosu ve düzeni aynı sahnede anlatan bir tabloya benziyordu Ütopya. Afrodit ipekten dokulmuş saçlarını tarıyor, Yüce Honos küresinden kainatı izliyor, Hades ve Selena hayat terazisinin dengelerini korumak için bitmek bilmeyen savaşlarını sürdürüyorlardı. Selin, Leyla ve Nazlı'ysa sıradan bir güne uyanmıştı bu sıralarda...

    Ozanla buluşacağı bu günde farklı bir mutluluk vardı Selin'in üstünde. Şimdiden hayal ediyordu sevdiği erkeğin gözlerinin içine bakacağı o sonsuz anı. Zaman yaralı bir kaplumbağaymışcasına yavaş hareket ederken düşlerinde kaybolan Selin için, ailelerinin ölümünden yaşı itibariyle en çok etkilenen Nazlı, korkuyordu. Yengesinin gülle kadar ağır bakışlarından korkuyordu, her gece rüyasında gördüğü annesine bir kere olsun daha sarılmak için neler yapmazdı ki. Hayat neden böylesine zordu? Yengesi neden böylesine nefret ediyordu onlardan?

    Kıvılcım, Selin'le Ozan'ın buluşmasından haberdar olduğu gibi, gözünü açtığı andan itibaren yeni planı üzerinde düşünmeye başlamıştı. Selin'le Ozan başbaşa kalmamalıydı! Kaldıramıyordu sevdiği erkeğin, kendi evindeki sığınmacılardan birine aşık olmasını. Ona dokunabilecek kişinin bir kül kedisi olma durumu masallardan kaçıp ulaşmıştı Kıvılcım'ın gerçekliğine. Oysa masallar somutlaştığında can sıkıcı olurlardı. Bu düşünceler akıp giderken zihninden, Hades'in onu izlediği gerçeğini bilmiyordu Kıvılcım.
    -Zülfikarı kovdur! Okula gidemezseniz, Selin, Ozan ile görüşemez. Kafasını gibtiğim, bunu da ben mi söyleyeyim, dedi aşağılar bir tavırla.
    Kıvılcım bu fısıltıları ilham olarak algılayıp, zeki olduğunu düşünmesinin verdiği gururun eşliğinde yeni planını aklında canlandırdı. Evet! Olmuştu bu iş!

    Kuş sütünün bile ekgib olmadığı, kurulmuş ve etrafına yerleşilmiş kahvaltı sofrasında tek ekgib Kıvılcımdı şimdiyse. Aslı, Kıvılcım'ın bu sorumsuzluğundan mahçup olmuş bir ses tonuyla bağırdı.
    -Kıvılcım! Sofraya gel hadi!
    Kıvılcım pijamalarıyla merdivenden inerken, topallayarak yürümesi ve ağlamaktan mosmor olmuş gözleriyle birşeylerin yanlış olduğunu hissettiriyor, herkesin dikkatini üzerine topluyordu. Hades'se sofranın yanıbaşına dikilmiş olacakları keyifle izliyordu. ilk olarak Aslı sordu herkesin aklındaki soruyu:
    -Aaaaa! Bu ne hal kızım? Ne oldu sana böyle, söyle.
    -Hiçbir şey, hiçbir şey Aslı. Ben... Ben, okula gitmeyeceğim, dedi hıçkırıklı ve ağlamaklı bir ses tonuyla Kıvılcım.
    Kıvılcım'ın bu durumundan üzüntüyle karışık rahatsızlık duyan Ekrem ise:
    -Evladım ne oldu? Diyerek destekledi Aslı'yı.
    -Söyleyemem, hayır, hayır! Söyleyemem, gidin başımdan!
    Koşar adımlarla daha tam olarak inmediği merdivenden yukarı kaçtı Kıvılcım. Odasına girdiği an yüzünde oluşan gülümseme Hades'i bile korkutmuştu.

    Selin, Leyla ve Nazlı kendi aralarında, ne olduğu hakkında fısıl fısıl konuşurken, Aslı ve Ekrem, Kıvılcım'ın bu durumuna çok şaşırmış ve arkasından gitmeye karar vermişlerdi.

    Odanın kapısını sertce çalarken telaşlı bir ses tonuyla:
    -Kızım!! Ne oldu? Söylesene!!
    -Gidin başımdan! Defolun! Yaşamak istemiyorum, rahat bırakın beni!
    -Kıvılcım, kızım, bak ne olduğunu anlatırsan yardımcı olabiliriz.
    -Defol Ekrem, defol!!
    -Ay çıldıracağım, Kıvılcım açsana şu kapıyı. Ne oldu anneciğim?
    -Zülfikar... O... O bana tecavüz etti!
    Saniyeler süren şok anını Ekrem'in hınçla çıkan sesi bozdu:
    -NAMUSSUZ HERiF! BiTTiN SEN!
    Merdivenleri üçer, beşer atlayarak inen Ekrem'in siniri yüzünün halinden belli oluyordu. Selinler ise Kıvılcım'ın söylediğini duymamalarına rağmen amcalarının bu durumundan biraz korkmuş ve hemen Selenayı çağırmaya koyulmuşlardı.
    -se-le-na, se-le-na se-le-na.
    Dillere destan güzelliği ve saflığıyla gözleri kamaştıran Selena, çağrıyı çoşkuyla cevapladı:
    -Günaydın kızlar.
    -Selena, amcam... Cinnet geçiriyor! Dedi Leyla, ellerini korkmuş olduğunu belirten bir halde sallayarak.
    Hadesin varlığını bir anda sezen Selena, Leyla'ya cevap bile vermeden, geçen haftanın konseyinden kazanmış olduğu zamanı durdurma büyüsünü kullanıp üst kata doğru hareketlendi.

    Orgazm kadar sert bir heyecanla olayın devdıbını bekleyen Hades, görevini yerine getirmiş olmasının verdiği huzur ve mutlulukla kıkır kıkır gülerken, zamanın bir anda durduğunu sezip, inanılmaz bir hışımla elini savurdu:
    -Yeter ulan dıbına koduğumun karısı, senle mi uğraşıcam lan ben?! gibtin anamızı ne huzur kaldı ne zevk. Ben bu dıbına kodumun yerinde eğlenemeyecek miyim? Yok mu lan benim de şurda oturup sevdiğim birşeyler izlemeye hakkım? Nedir lan bu çektiğimiz? iki kuruş maaşa köpek gibi çalıştığım yetmiyor, ne zaman bir tak yesem hemen karşıma dikiliveriyorsun. Anasını giberim konseyinin de honosunun da. Gel hele gel, gel.

    Bu sırada odanın kapısını hışımla açan Selena, kapıyı açar açmaz Hades'ten ani bir darbe alıp, afallar. Yaptığının cezasının ölüm olduğunu bilmesine rağmen, çıldırmışcasına darbelerini devam ettiren Hades, Selena'yı bilinci yerinde olmasına rağmen hareketsiz hale getirmiştir. Yüz üstü bir şekilde yere düşmüş Selena'nın derin yırtmaçlı kırmızı elbisesi, yerde ciksen derecelik açıyla kıvrılmış bacağını tamamen gözler önünde bırakmış, uzun ve biçimli bacağının pürüssüz tenini ortaya çıkarmıştır. Darbe anında ayağından sıyrılan topuklu ayakkabısı, selenanın kıvrılmış bacağındaki ayağının topuğunu ve tabanını ortaya çıkarmıştır. Bu görüntüden hayli tahrik olan Hades, boğa motifli zırhını çıkarmış, ve selenanın üstüne çıkmıştır. Bir yandan iştahla bacağını okşarken, aynı zamanda Selena'nın dolgun zütüne yaslamaya, sürttürmeye başlamıştır. Yediği darbelerden ötürü hareket edemeyen Selena inlememsi çığlıklar atarak bu durumdan kurtulmak istesede, sesleri duydukça daha da tahrik olan Hades'i engelleyememiştir. gibi parçalanacakmışcasına kalkan Hades, Selena'nın elbisesini, yırtmacından çekiştirip bedeninin soluna doğru atıp, don giymemiş pırıl pırıl zütüne yannanını sert bir şekilde saplar. Selena ani bir inlemeyle acıdan bağırdığında ise ağzını kapatıp, adeta dolgun ve temiz zütünü parçalarmışcasına sert giben Hades, diğer eliyle hala yatay bir şekilde uzanmış ve kıvrılmış bacağını okşamaya devam eder. Selena'nın gözleri acıdan ve zevkten adeta çıldırmışcasına yukarı doğru dönerken, Selena'nın vücudunu sırt üstü yatırmak için çeviren ve bacaklarını omzuna alan Hades, omzundaki ayakların birinin üstünde hala topuklu ayakkabı, diğerini ise çıplak gördüğünde tamamen çıldırıp boşalır.

    Hades'in, sonucunun ölüm olmasını bilmesine rağmen yaptığı bu eylem, konsey tarafından kainat üzerinde yapılan en büyük kötülük olarak seçilmiş, bundan sonraki tüm haftalık konseylerde Hades'in ölüsünün bile kazanacağı düşünülduğu için Hades'i yok etmemekle ödüllendirmiştir.

    ---son---
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +2
      Adam halit ziya uşakligil beyler
      ···
   tümünü göster