/i/Siyaset

Saygı Çerçevesinde Özgür Siyaset Platformu
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +236 -59
    Öncelikle şunları belirtmeliyim ki burada yazacaklarımın birçoğu sağlam kaynaklardan (TBMM - Nutuk gibi) alınmıştır. Uydurma değildir, doğruluğu %100’de değildir.

    Ben Mustafa Kemal’i çok seven bir insan olarak onun tarihini, yaptıklarını araştırmaya başladığımdan beri yazmak istediğim bir yazıdır bu. Yazıya başlayabiliriz.

    Mustafa Kemal, 1931’de Medeni Bilgiler adlı kitap yazdı. Kitap Ata’mızın millet, din dünya, ülke gibi genel olarak siyasi görüşlerini ele aldığı sayfalardan oluşuyordu. Atatürk emir verdi ve bu kitabın ortaokul ve liselerde okutulmasını istedi. Bu kitap Atatürk zamanında okullarda okutulsa da daha sonra kaldırılmıştır.

    Bu kitabı TBMM “Medeni Bilgiler ve Mustafa Kemal Atatürk'ün El Yazıları” adıyla yayınlamıştır. Şuan da bu kitabın satışı hala devam etmektedir. Ama sansürlü bir şekilde! TBMM kitabı ilk kez 1988 yılında bastırmıştır. Fakat bazı sayfaları (özellikle Ata’nın din hakkındaki görüşlerinin yer aldığı sayfalar) kitaptan çıkarılmıştır. Şimdi isterseniz o sayfalara bir göz atalım.

    Not: Verdiğim linklerde sayfanın orijinali, aşağıdaki yazılarda ise okumakta zorluk çekmemeniz için resmin içeriği yer almaktadır.

    1 - http://i.hizliresim.com/knENN7.jpg

    Din birliğinin de bir millet oluşumunda etkili olduğunu söyleyenler vardır. Fakat biz, bizim gözümüz önündeki Türk Milleti tablosunda bunun aksini görmekteyiz.

    Türkler, Arapların dinini kabul etmeden önce de büyük bir milletti. Arap dinini kabul ettikten sonra bu din, ne Arapların, ne aynı dinde bulunan acemlerin (iranlıların) ve ne de Mısırlıların vesairenin Türklerle birleşip bir millet oluşturmalarını sağlamadı. Aksine, Türk Milleti'nin milli bağlarını gevşetti; milli hislerini, milli heyecanını uyuşturdu.

    Bu çok doğaldı. Çünkü Hz. muhafazid'in kurduğu dinin amacı, bütün ulusların üstünde, kapsamlı bir Arap milliyeti siyasetine doğru sürükleniyordu. Bu Arap düşüncesi, "Ümmet" kelimesi ile ifade edildi. muhafazid'in dinini kabul edenler, kendilerini unutmaya, hayatlarını Allah kelimesinin her yerde yükseltilmesine adamaya mecburdular.

    Bununla beraber, Allah’a kendi milli dilinde değil, Allah’ın Arap kavmine gönderdiği kitapla Arapça kitapla ibadet ve yakarışta bulunacaktı. Arapça öğrenmedikçe, Allah’a ne dediğini bilmeyecekti. Bu durum karşısında Türk Milleti birçok asırlar ne yaptığını, ne yapacağını bilmeksizin, adeta bir kelimesinin… – devamı diğer sayfada

    2 - http://i.hizliresim.com/RoQ77G.jpg

    …anldıbını bilmediği halde Kuran'ı ezberlemekten beyni sulanmış hafızlara döndüler. Başlarına geçebilmiş olan açgözlü komutanlar, Türk Milleti'nce karışık, cahil hocalar ağzıyla, ateş ve azap ile müthiş bir muamma halinde kalan dini hırs ve siyasetlerine alet ettiler. Bir taraftan Arapları zorla emirleri altına aldılar, bir taraftan Avrupa'da Allah kelimesinin yüceltilmesi parolası altında Hristiyan milletleri idareleri altına geçirdiler, fakat onların dinlerine ve milliyetlerine dokunmayı düşünmediler. Ne onları ümmet yaptılar, ne onlarla birleşerek bir kuvvetli millet yaptılar. Mısır'da, belirsiz bir adamı halifedir diye yok ettiler, hırkasıdır diye pasaklı, yırtık bir giysiyi, hilafet alameti ve ayrıcalıklı diye altın sandıklara koydular, halife oldular. Kâh doğuya, kâh batıya ya da her tarafa birden saldıra saldıra Türk Milleti'ni, topraklarını, çıkarlarını, benliğini unutturacak, Allah’a boyun eğdirecek derin bir aymazlık ve yorgunluk beşiğinde uyuttular.

    Milli duyguyu boğan, fani dünyaya değer verdirmeyen, yoksulluklar ve zorunluluklar, yıkımlar hissedilmeye başlayınca, gerçek mutluluğa öldükten sonra ahirette kavuşacağını vaad ve temin eden dini inanç… – devamı diğer sayfada

    3 - http://i.hizliresim.com/pBEZZN.jpg

    …ve dini duygu, millet uyandığı zaman onun şu acı gerçeği görmesine engel olmadı. Bu korkunç manzara karşısında kalanlara, kendilerinden önce ölenlerin ahiretteki mutluluklarını düşünerek ya da bir an önce ölüm niyaz ederek ahiret hayatına kavuşmayı telkin eden dini duygu, dünyanın acısı duyulan tokadıyla derhal Türk Milleti'nin vicdanındaki çadırını yıktı; davetlileri Türk düşmanları olan Arap çöllerine gitti.

    Türk kalbi yüzlerce asırlık kudret ve ferahlıkla, büyük heyecanlarla çarpıyordu. Ne oldu? Türk'ün milli duygusu, artık ocağında ateşlenmişti. Artık Türk, cenneti değil, eski, gerçek büyük Türk atalarının kutsal miraslarının, son Türk ellerinin savunma ve korumasını düşünüyordu. işte dinin, din duygusunun Türk Milliyetinde bıraktığı hatıra.

    Türk Milleti milli duyguyu dini duygu ile değil de insani duygu ile yan yana düşünmekten zevk alır. Vicdanında milli duygunun yanında insani duygunun şerefli yerini daima korumakla övünür. Çünkü Türk Milleti bilir ki bugün medeniyetin büyük yolunda bağımsız fakat kendilerine paralel yürüdüğü bütün medeni milletlerle, keşifleri – farklı konuya geçiş yapıldığı için diğer sayfayı koymadım ama bundan sonraki birkaç cümle diğer sayfaya aittir- karşılıklı insani ve medeni ilişki, elbette gelişimimizin devamı için gereklidir. Ve yine malûmdur ki Türk Milleti her medeni millet gibi geçmişin bütün devirlerinde keşifleriyle, türetmeleriyle medeniyet alemine hizmet etmiş insanların, milletlerin değerini taktir ve hatıralarını saygıyla korur. Türk Milleti, insanlık aleminin samimi bir ailesidir.

    Evet sözlük yazarları; baya emek harcadım zar zor buldum, sizden ricam şuku vermeniz değil, okumanızdır.

    ÖNEMLi EDiT: Üstte %100 doğru olmadığını söylemiştim. Mesela 1.resimde "muhafazid'in kurduğu... " şeklindeki cümlede muhafazid isminin başındaki Hz. kısmı photoshop ile çıkarılmış. Bu gibi diğer resimlerde de birkaç ekgiblik/hata olabilir.
    ···
   tümünü göster