planımızı hayat geçirmek için yavaştan harekete geçmeye başladık.Önce hepimiz üstlerimizi çıkardık ben mucit ve güçlünün kıyafetlerinide aldım gerçektende terlemişlerdi şirin çiçeği sapları. Kıyafetleri aldık ve yavaştan şirineye yaklaşmaya başladık yanına vardığımızda çamaşırları yıkamayı bitirmek üzereydi eğildiği için züt çatalı ortaya kabak gibi çıkmıştı. inanın arasına kalın bi ağaç dalı sokabilirsiniz o derece geniş bi züt çatalı vardı. kutsal kasesi zaten karpuz gibiydi.Ben omzundan sakince dürttüm hafif titreyerek ürkek bi tavırla arkasına döndü ceylanım benim. Aslında içten içe acayip azgın olduğu belliydi ama belli etmiyordu ben hemen konuya girdim kıyafetlerimizi yere bıraktım ve çok terledik acaba tişörtlerimizi yıkayabilir misin diye sordum tabii diye yanıtladı. Hemen işe koyuldu bizde arkasında ne yapsakta çakmaya başlasak diye düşünüyoduk doğaçlama yapmamız gerekiyordu bunu planlamamıştık.Ben eğildikçe ortaya yarık gibi çıkan züt çatalını ve güneş sarısı saçlarını görmeye dayanamamış 20 yılın verdiği yoklukla bu fırsatı kaçıramiyacağım için indirdim pantolonu çıkardım mezurayı sıvazlamaya başladım. Güçlü ve mucit şirinde bana ayak uydurdu o an gözlüklü şirini unuttuğumuzu anladım azgınlıktan unutmuştuk ılığı. Aslında pek şirinimizde olmazdı ama bu lavuk bizi görüp şirin babaya ispiyonlayabilirdi o yüzden seyretmelikte olsa çağırsın diye mucit şirini gönderdim. Zaten şirinleyemezdi bu kızı am gördümü polis çağıran kitlenen şirinlerdendi gerçi bizde hergün am gibmiyorduk ama hayallerimiz vardı be.teorik olarak biliyorduk bişeyler anlayın işte