Hazırladığı ballı kaymaklı ceviz ve fındık içli karışımı 2 tatlı kaşığı alarak yanıma oturdu. Altında dün yatak odasından benim getirdiğim eşofmanı vardı ama birşey dikkatimi çekmişti. Bu defa eşofmanın altından bir kilot giymiş çizgilerinden belli oluyordu. Vardır bir bildiği hadi hayırlısı diyerekten başladık karışımı kaşıklamaya. Aç karınla aslında hiç de fena değildi hatta bunun üstüne kahvaltı yapmadan işe koyulsak daha da iyi olacaktı ama karışımı bitirene kadar çay suyu kaynamıştı. Yelda çayı demleyip sofrayı hazırlarken ;

+ Nasıl hissediyorsun John: )
- Yelda benim bunu yememe gerek yoktu ben seni zaten gördüğüm zaman bile kendimden geçiyorum.
+ Biliyorum her halinle belli ediyordun zaten ama bunu yemek ikimiz için de çok iyi olacak

Dedi vahşiliğini belli ederek. Kahvaltı sofrasını hazırlarken gözleri perdelere ilişti. Fon perdeleri çekerken kimse gelip rahatsız etmesin dünkü gibi evde yok sansınlar diyordu. Kahvaltıya oturduk güzelce kahvaltımızı yaparken karışımın içimi karıncalandırdığını farkettim. Bu nasıl bir azmaktı. Sofra başındaydık ama karşımda yelda otururken benim kendimden geçmemden doğal başka ne olabilirdi. Karınlarımızı doyurmuştuk artık. Sofradan birlikte kalkıp koltuğa dipdibe oturduk. Yelda hiç sofrayı toplamadan gelmişti yanıma. Birer sigara yaktık ve olayların gelişmesi için yeldadan bir hareket bekliyordum..