Ebru ablayı görür görmez beni yatak odasına gönderdi. Ben odaya gelip elimle tamam işareti yapıyordum ki kapıyı açtı Yelda.
-Efendim Ebru abla.
+ naber Yelda ne var ne yok
- iyilik abla sen napıyorsun elinde yemek tepsisiyle ?
+ John'a yemek getirmiştim ama evde yok galiba kapıyı açmadı. Bende yemeği sana getireyim hemde evini gezmiş olurum.
Demesiyle benim damarları şişmiş ve patlıyacak derecede kazık gibi olan yannan o cümleyi duyar duymaz sönmüştü adeta. Ebru abla evi gezecekti ve benim birşeyler yapıp hemen saklanmam gerekiyordu. Ah Ebru abla ne var da beni rahat bırakmazsın ki.Büyücü müsün Ebru abla her defasında saniye farkla beni işimden alıkoyuyorsun. Ebru abla salondan başladı gezmeye mobilyalarının ne kadar güzel olduğunu söylerken eşinin de ne zaman geleceğini sordu. Yelda kısa cevaplar veriyordu Ebru ablaya. Sırada oturma odası ve ondan sonra ise yatak odası vardı. Yatak odası evin en arka bölümünde kalıyordu. Oturma odasını gezerken onlar benim birşeyler yapıp saklanmam gerekiyordu. Aklıma yatağın bazasına saklanmak geldi evet bu çok iyi fikirdi.Ama nasıl ses çıkarmadan açabilirdim yatağı. Burada kurtarıcım Yelda yine beni kurtardı aşığım bu kadına tam zamanında Yelda.Ben tam yatağı açacaktım ki oturma odasındaki koltuğun yamuk durduğunu ve düzeltmesi gerektiğini söylüyordu ebru abladan yardım isterken. Koltuğu düzeltirken çıkan sesi fırsat bilerek yatağı kaldırdım ve hemen bazaya girdim. Bazayı üstüme tekrar kapatarak konuşulanlara kulak kesilmiştim.Tam zamanında girmiştim bazaya.Çünkü aradan 1 dk bile geçmemişti ki yatak odasını gezmek için geldiler. Birkaç şeyi inceledikten sonra ebru abla yatağının ne kadar güzel ve geniş olduğunu vurguluyordu.Ah ebru abla gibtirgit artık.