/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 1.
    +11
    -Komutanım, saat 1 yönünden 15 er kişilik 4 grup aşağı iniyor, saat 3 yönünden tahmini olarak 24 kişi sağdan bastırmak için pozisyon almaya çabalıyor, 700 metre..
    +500 metreyi geçtiklerinde, en uygun pozisyonda sıkmaya başla Ali.
    -Komutanım.. 2… 2 grup..?
    +ALi!
    -Anlaşıldı komutanım!
    Karakol buz kesilmişti. Ali nefesini kontrol edemiyordu, diğer aslan parçalarının sıcak nefesleri yavaş yavaş soğuyordu. Çerkez’in gözlerinden bir damla yaş süzüldü yattığı sipere, üzüldüğü ve korktuğu tek şey, 21 şehit vereceğiydi, biliyordu.. Bilmekse, işin en acı tarafıydı, çaresizlikse cabası..
    Telsizden destek kuvvet isteyeli 10 dakika olmuştu, destek kuvvetin ulaşması ise 1 saati bulacaktı. Tek istediği, 21 aslan parçasından sadece birinin bile gazi çıkmasıydı, sadece birinin..
    Lazo, gözlerini dürbünden ayırmayarak, yutkundu ve iki kelime söyledi;
    -Haklıymışsın tertip.
    Ali tek kelime etmedi, nefes almayı kesmişti, sadece odaklanmış ve pür dikkat karşıyı izliyordu. Eli tetikte öyle bir duruyordu ki, sanki 500 metreyi bekleyemeyecekmiş gibi, isyan edip üzerlerine mermi yağdırmak istermiş gibi duruyordu..
    Telsizi eline alıp, “550 metre komutanım” dedi Ali.
    Lazo dürbünü tutan bir elini bıraktı, diğer elini arkasındaki G3’e davrandı. Emirleri bekliyordu.
    Çerkezin sesi duyuldu,
    +Atışınla başlarız Ali.
    Oldukça sakindi, ve çok soğuktu. Tam bir ölüm soğukluğu vardı karakolda o an, kuş uçsa üzerine mermiler yağacaktı sanki..
    Lazo elindeki dürbünü bıraktı, G3’e davrandı, siper aldı.
    Ali, telsizi elinden bırakmadan önce son bir söz söyledi, “Hazır..”
    Karakol tetikteydi, namlunun ucundaki mermiyi bir pamuk ipliği tutuyordu sanki o an.. Erlerin parmaklarına hafif rüzgar çarpsa, çıkacaktı namludan ilk mermi..
    Ali nefesini verdi, ve Lazoya “sen ölme karadenizli” dedi, “SEN ÖLME KARADENiZLi!” diye bağırdı, karakol inledi, sesinin yankılanması bitmeden ilk mermi, kulakları sessizliğe alışmış karakolun kulaklarını çınlatacak şekilde çıktı Alinin kanasından!
    1 saniye geçmeden, ardı ardına mermi sesleri gelmeye başladı.. Hava yavaşça aydınlanıyordu, fakat karakoldan dağlara giden mermilerin parıltısı güneşten daha parlaktı.. Görsel bir şölen oluyordu adeta, ölümlerle oynanan bir oyun gibiydi ilk saniyeler..
    Oysaki 8 gün kalmıştı Alinin eve dönmesine, nişanlısı bir gece daha onu düşünerek uyumuştu, belki rüyasındaydı şimdi Gülcan’ın, kim bilir..
    Kadınlar hisseder derler ya, Gülcan hissediyormuydu aceba o an Ali’nin bir ölüm şöleninde olduğunu?
    Karakoldaki ışık oyunları devam ediyordu, Ali gülümseyerek ateş saçıyordu etrafına.
    -Lazo, 5 oldu lazo!
    -ETTi 6 LAZO!
    -YEDi, YEDiii! BUNUNLA.. BUNUNLA SEKiZ ETTi LAZO!
    -LAZO, KARADENiZLii ATEŞ ET!
    -LAZO!
    -KARADENiZLi, SANA DiYORUM UŞAK!
    +K-kızma ba..
    Ali, Lazoya bakmak için o görsel şölenden ve ses kargaşasından bir an olsun ayrıldığında, Lazoyu göğsünden vurulmuş bir şekilde solunda, gülümseyerek yatarken gördü. O an içinde bulunduğu pgiboloji sebebiyle deli gibi bülmeye başlayarak, dürbününe geri döndü ve teröristlerin bulunduğu alana doğru nişan almadan, haykırarak mermiler saçmaya başladı.
    Arkadaşları teker teker düşüyordu. Alinin gülümsemesi bir anlığına soğukça burkuldu, boynundan onu delip geçen mermi nefesini kesmişti.
    Silahını düşürerek geri serildi, soluna baktığında tertibinin ona doğru gülümsemesini görüyordu. Mermi seslerinin arasından duyulabilen kısık bir ses vardı sadece.
    –ALi, LAZO, LAN ŞEREFSiZLER SES VERSENiZE LAN SES VERSENiZE SEEEEEEEEEEEEEEEES!
    Alinin nefesi kesilmişti, kahkaha atamıyordu artık fakat gülümsemesinden bir şey eksilmemişti. “Karadenizli, ölme sen” demişti.
    Karadenizli gülümseyerek can vermişti solunda. Postalının içerisinde sakladığı eski, takoz bir telefonu vardı Alinin. Gülcanı çok özlediğinde, buradan mesajlaşırlardı geceleri.
    Çerkez bir kaç kere telefonu görmesine rağmen bir şey dememişti, o da sevmişti, onun hikayeside derindi..
    Zar zor elini yetiştirdi Ali, nefes almakta zorlanıyordu. Gözleri karadenizlideydi, o ona gülüyordu, o ona.. Telsizdeki seste kesilmişti bir süre sonra..
    Elinde takoz telefonuyla, karadenizliye bakarak son nefeslerini harcadı Ali;
    –Kızmadım karadenizli…
    Silah sesleri durmuş, görsel şölen bitmiş ve etraf güneşin kısmi ışığıyla aydınlanmaya başlamıştı. Bir Türk düğünü daha bitmişti..
    ——————–
    Gülcan ise, şehidinin, nişanlısının tabutuna sarılmıştı 3 gün sonra. Bağırdı..
    -“Kızma bana gülcan” demiş ölmeden önce bana, “kızma bana gülcan” diye mesaj atmaya çalışmış son gücüyle.. “KIZMADIM SANA YiĞiDiM… VATAN SAĞ OLSUN!”
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster