/i/Siyaset

Saygı Çerçevesinde Özgür Siyaset Platformu
  1. 1.
    +1 -3
    Ciddi anlamda HDP düşmanlığı taşıyan bir insan olarak yazındaki hataları sana belirtmek istiyorum.

    1- Gerçek solda milliyetçilik kavramı olmaz. HDP sol bir parti, esas amaçlarında k*rt milliyetçiliği yokmuş gibi gösteriyorlar. Elbette herkes bunun fakında ki onlar her kesimden, ırk farkı gözetmeksizin diyerek her türlü bunu yapıyorlar. Dolayısıyla HDP'nin eşcinsellerin hakkını savunması dışında solculuğa dair bir hareketi olduğunu düşünmüyorum. Onlar da aşırı sağcılardan geliyor, bana kalsa. (Bkz. HEPAR'ın k*rt sürümü)
    2- Aşırı sol dediğin tak yuvası klagib komünistler dışında, silahlı komünistlerden oluşuyor bu canım ülkemde. Genelde yakıp yıkan, öldüren, devrim diye eylem yapıp ABD'nin ve kapitalizmin can damarındaki tüm sosyal ağlarda medya sıçanlığı yapan timdir bu. Türkiye Cumhuriyeti'ndeki Marksist-Stalinist Komünistlerin sayıları 70.000-90.000 arasında olduğu söylenir. (Kaynağını bulduğumda editleyeceğim.)
    3- Marksizm "sınıf mücadelesine" dayanır, toplumsal barışa değil saygıdeğer pekekent inciciler. Marksizm kapitalizm gibi yayılmacı olarak ilerlemez. ingilizcesiyle "progressive", Türkçesiyle "gelişen, derece derece artan" demektir, bu karşılığı alır kapitalizm. Oysa Marksizm, Komünizm devrim yolundan geçer. Kendi güncel "sözüm ona" doktrinlerinde silahla, kanlı mücadeleyle yapılması gerektiği açıkça belirtilmiştir. Çünkü komünizm "progressive" bir oluşum değildir. Ki PKK buna çok güzel bir örnektir. Solda ırk ayrımı normalde olmasa bile adamlar solu da bölüp, öş(s)ex sanıp tecavüzle devrime uğratıp k*rt kelimesini orada kullanmışlardır. Komünizm aşkıyla yanıp tutuşanlar dursunlar bir köşede, Atatürk 6 Şubat 1921'de şöyle güzel bir şey söylemiştir;
    Komünizm içtimai bir meseledir. Vatanımızın hali, vatanımızın içtimai şeraiti, dini ve milli gelenekleri kuvvetli, Rusya'daki komünizmin bizce tatbikine müsait olmadığı kanaatini teyit eder bir mahiyettedir. (Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, C. III, 2. Baskı, s .20)
    Ve yine 21 Haziran 1935 yılında buna benzer bir açıklamada bulunmuştur;
    Türkiye'de bolşeviklik olmayacaktır. Çünkü Türk Hükümeti'nin ilk amacı halka hürriyet ve mutluluk verme, askerlerimize olduğu kadar sivil halkımıza da iyi bakmaktır.

    Atatürk bunu tekrar tekrar söylemiştir, sırf bu iki açıklamayla sınırlı değildir. Tehlike olarak görmüştür bunu. Ancak bizdeki solcular eylemlerinde dünyada bir ilki başararak (irlanda bu meseleye dahil edilemez) kendi ülkelerini devrim yoluyla yıkıp bölmek isteyen küçük smurf (bkz. (small) socialist mans under red flag) topluluklarından oluşmaktadır. Konu dağıldı gibi gözükse de dağılmadı. Sen burada sağ için de aynı şeyi diyorsun. Aslında sağ, kendi çapı kadar hareket kabiliyetine sahip. Orta-Sol'da CHP dışında gelişim taraftarı partiler Türkiye Cumhuriyeti'nde bulunmuyor. Muhalefetlerimiz anldıbını muhalefet sözcüğünü her an, her saniye kullanarak kazanıyor. Ancak "progressive" bir durum yaşanmıyor. Bu da çok güzel siyasetçilerimizden kaynaklı yaşanıyor. Maalesef söylemek gerekirse, Türkiye Cumhuriyeti bugünlerde resmen Osmanlı Devleti'nin son dönemini yaşıyor. Erik Jan Zürcher'in Moderleşen Türkiye'nin Tarihi isimli kitabı okursanız, ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız (Önbilgi, cemaatlerin devletteki konumları ve söz hakları, bölücü terör örgütleri, sözüm ona özgür medya sıfatıyla devleti tahrip eden medya grupları vb.).

    Uzun oldu. Şimdiden çuğular, şukular vb. şeyler ve okuduğunuz için size muazzam küfürlerimi sunuyorum ve 3-A sınıfında okuyan Serkan inci kimliğimle burayı ilkokullulara terk ediyorum.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster