Dünya literatürüne arap baharı olarak geçen asıl amacın petrol şirketlerinin, silah tacirlerinin, kapitalist ülkelerin orta doğudaki çııkar çatışması olan ve ülkemizin güneydoğu bölgesine kadar uzanan ve adete bir mantar gibi gittikçe yayılan ve ilacının bulunması zor olan bir süreçten geçiyoruz.Ülkemizde çocuklara ilkokuldan bu yana ezberletilen mükemmel jeopolitik konumumuzun dezavantajlarından biri olan asya-avrupa arası köprü görevi görmemizden dolayı çevremizdeki siyasi problemler yüzünden her geçen gün göç alıyoruz . Son açıklamalara göre suriyeli mülteci sayısı 4milyon kişiye yaklaşmış durumda. Bununla birlikte ülkemizde yıllarda yaşamakta olan azınlık konumundan sıyrılmış kürt vatandaşlarınında nüfusu 10milyonlarla ifade edilmekte ve ülkemizdede "kürt sorunu" adını verdiğimiz ve terörle sonuçlanan , yaklaşık 30 yıldır süregelen bu terörle hala mücadele etmekteyiz. Türkiye malesef gelişmiş bir ülke değildir. Gelişmekte olan bir ülkedir ve ülkemizde bir ırk kökenli sorunla bocalarken ikinci bir milletin nüfuslarının bu kadar artması kafalarda acaba bunlarda ilerde bir sorun oluşturur mu sorusunu akla getiriyor. Bütün bunların bir çözümü olduğunu düşünüyorum. Ülkede ayrı bir özerklik isteyen kürtlerin hepsini suriyeye göndermek ve onların boşalan yerlerine de suriyelileri ikame etmek. Bunun ütopik bir çözüm olduğunu düşünmüyorum aksine uzun vadede faydalı olacağınında kanaatindeyim.