Ankara nın küçük ama bi okadarda gelişmiş bir ilçesinde yaşıyorum belki ismini tahmin edeniniz olur ifşa etmiyeyim. Zaten etrafı köylerle çevrili bir ada gibi bir yer.Ne tuhaflıklar varsa yaşadığım yerde oluyo zaten. Mesela çarşı da bi tane deli var elinde şemsiye ve sopa taşıyo adamı görseniz up uzun boylu yüzü kıpkırmızı birşey ve denilen o ki bir cinle evliymiş ve çocukları varmış bu adam nerde yaşıyo derseniz merkeze yakın bir köyde su deposunun aşağı tarafında.Su deposunu görseniz genelde geceleri içmeye geliyolar oraya bi dolu araba oluyor bende bi kere çıkmıştım içmeye oraya neyse. Yani su deposunun içinde içmeye değil depo tepenin 100 metre içerisinde. yanılmıyosam bu cumartesi idi az bişey içtik orda hava soğuk diye kartalımızla inecektik.Su deposunun yanından geçerken zaten pencereleri kırık dıbına koyum içerde ne gördüm siyah bi karaltı yanımdaki bebeye sordum la içerde birşey gördüm sanki diye bebenin kafa güzel içerde içiyolardır dedi.abi benim kafama yatmadı da neyse bi sonraki entryimde hikayenin başından başlıyacağım kız olayından şimdilik azıcık bilgi vereyim dedim