Panpa tespitlerin yanlış.

Bakın önceden belirteyim Stalinist'im.

Devrimin ilk yıllarında yani Lenin döneminde azınlık uluslara karşı kesin bir serbestlik vardı. Onlar kendi kültürlerini yaşıyor kendi dillerini savunuyordu. Devrim'in ilk yıllarında her ulus kendi alfabesini seçebiliyordu vb. şeyler.

Lenin'in ölümünden sonra 1930'lu yılların ortalarında Stalin'in azınlık uluslara doğru politikaları değişti. Latin alfabesi temelli ulusal alfabeler kalkıp yerine Kiril alfabesi formatında alfabeler geldi. Bir tek Gürcistan kendi alfabesini koruyabildi (ki bunun sebebi büyük olasılıkla Stalin'in bir Gürcü, NKVD ve MVD başkanı Beria'nın Megrel olmasıydı). Ama Gürcistan bulunduğu ortamı suistimal ederek Abhaz ve Laz gibi ulusların da alfabelerini Gürcüce yaptı. Bu konuda iskender chitaşi'yi örnek verebilirim. Dediğim gibi Stalin'in uluslar politikası Sosyalist zihniyetten uzaklaştı. Ki bu da II. Dünya Savaşı'ndan önceydi. Stalin çoğunluk olarak Ruslar olduğu için Sovyet halkı gibi terimler yerine Rus Halkı gibi terimler kullanmaya başladı. Ki din konusunda da Stalin döneminde şöyle şeyler oldu:
1) Lenin öldükten sonra dinlere yapılan baskı azaltıldı. Lakin Lenin dönemi Islam'dan çok Ortodoksluk hedefti (ama Islam'da bu dalgadan nasibini aldı). Stalin yavaşça bu uygulamaları kaldırdı. Peki sonunda ne oldu biliyor musun? Ortodoks Patrikhanesi bir patrik seçebilme hakkını elde etti. Peki bu en çok ne konuda işe yaradı biliyor musun? Rusluk politikasını öne çıkaran Stalin'in.

Yani demek istediğim Anti-Milliyetçilik hep öyle oldu öyle olacak. Önemli olan iktidarı kimlerin aldığı.