/i/Soru Cevap

Bilmemek değil başlık açmamak ayıptır.
  1. 1.
    +19 -3
    akşam geç sayılabilecek bir saatte, toplam koltuk sayısı+1 yolcu taşıyan bir belediye otobüsünde, ortadaki yaslangaca yaslandım. genci-yaşlısı-kadını-erkeği 70 milyon, körüğün arkasındaki koltuklarda yerlerini aldı ve dıbına kodumun yolculuğu başladı. etrafa bakınırken göz göze geldiğim keko tipli gençler ve yaşlı dedelerin keyfi yerinde duruyordu başımı diğer tarafa çevirdim ve sahnedeki bu oturmadım ayaktayım duruşunu, başımı öne eğip otobüsün taban dokusunu görsel hafızama kazıma ve sol tarafta oturan insanların enselerini inceleme çalışmalarıyla devam ettirme kararı aldım. bir yandan bu kararımı hayata geçirirken diğer yandan da şoförümüzün deli gibmiş gibi gidişatını minimum savrulma sayısıyla atlatabilmek için bi elimle önümdeki direğe tutunuyordum.

    derken şoför denen şekilsizin bir virajdan dönerken hızını düşürme zahmetine girmemesi ve otobüs cisminin eylemsizlik prensibinden ödün vermeyişi beni o zütüne kodumun savrulma anına getirdi. sağ elim direği daha bir sıkı tuttu, sağ kolum 180 derecelik bir açıya kavuşarak gerildi, ayaklarım direğin tabanla kesiştiği noktayla 40, bilemedin 45 derecelik bir açı yaptı bende düşeceğimi anlayınca bir bacağımla direği kavradım ve otobüs cismiyle aynı prensibi benimsemiş olmamdan dolayı, direğin etrafındaki 360 derecelik 2 saniyede tamamladım.

    refleks olarak arka tarafımda oturanlara şöyle bi göz attığımda gördüğüm gülen insanlardan anladığım kadarıyla seyirciler az önce yaşanan duruma fiziğin temel prensiplerini düşünerek değil, direk dansını düşünerek bakıyorlardı. hafiften kırmızıya çalıp başımı öne eğdim ve ilk durakta o otobüsten koşarak uzaklaştım
    ···
   tümünü göster