/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 1.
    +1
    "iyi ki doğdun Yaprak'ım!" diye bağırdı Ali, terasın diğer ucundan. Koşarak yanıma geldi sonra, yüzünde bana kocaman bir gülümseme hediye etmenin verdiği mutluluk vardı. "On iki yıldır her doğum gününde kar yağmasını dilediğini biliyoruz salak kız. Bu doğum gününde sana, bir dilek hakkı hediye etmek istedik." Allah'ım, lütfen... Lütfen ağlamayayım. Ağlarsam beninle on yıl dalga geçeceklerini bildiğimden teras girişince kontrol ettiğim göz yaşlarımı, tekrar salmamak için sıktım kendimi bir süre. Hala kar spreyleriyle bir oraya bir buraya koşuşturan Sinan, Gökhan ve Oğuz'a baktım. Sonra bana güzel gamzelerini belli ede ede gülen Ali'ye... Sonra daha fazla dayanamayarak, göz yaşlarımı salıverdim. "Geri zekalılar... Hepinizi asacağım ipe fazlalıklarınızdan, görürsünüz siz" dedim ve ellerimi iki yana açıp. En yakınımdaki Ali, bana ilk hamleyi yapmadan Oğuz koşarak gelip Aliyi ittirdi ve sarıldı bana. Sonra Gökhan ve Sinan, en son Ali... Hala ellerindeki spreyden kar püskürtmeye devam ettikleri için bembeyaz bir top haline gelmiştik birkaç dakika içinde. Kolay kolay sarılmazdık. Ya da sevgi sözcükleri söyleyemezdik birbirimize. O an olduğu gibi... Her diyemediğim iyi ki varsınız cümlesi için, biraz daha sıkı sarıldım. Ve içimden, on iki yıl sonra ilk kez başka bir şey diledim doğum günüm için. "Allah'ım lütfen, bu dört aptal oğlan çocuğunu yanımdan ayırma. Ne olur, biz sonsuz olalım... "
    Günün devamında çiğköftenin üzerine mum diktiler, pastadan hoşlanmadığım için. Onu üfleyip, dilek diledim. Bu defa farklı bir dilek... Gökhan ve Sinan ağlamamla dalga geçti. Oğuz çiğköfteyi Sinan'ın gerdanından yemeyi teklif etti, sonra Sinan Oğuz'u dört kat aşağı kadar kovaladı. Böyle onlarca salaklıkla yine bir klasiğe imza atarak doğum günümü geçirdik. Ben ise en sessiz günümdeydim. Duygusallaştım mı ne! Aksam onu kırk beş geçe eve geldim. Annemler de pasta almışlar, rutin evde doğum günü kutlama seremonisi... On ikiyi beş geçe elimde hediye poşetlerim odama girdim. Annem yine bana asla giymeyeceğim renkli bir elbise almış, babam muhtemelen asla okumayacağım bir kitap... Bizim çocuklar Beşiktaş forması ve halı sahada giymem için yeni bir çift krampon... Mutlulukla hediyelerimi bir kenara koyup yatağıma uzandım. Gözüm çalışma masamın yanındaki kutuya ilişti. O an birden sabahtan beri aklıma bile gelmeyen o elbise olayıyla ilgili bir şey fark ettim. Bana dün zorla elbiseyi deneten çocuk yarın kız arkadaşımın doğum günü demişti! içimden sağlam bir 'gibtir' daha deyip direk telefonumu elime aldım ve bizimkilerle olan whatsapp grubuna yazdım.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster