/i/Devlet

  1. 301.
    +11
    devam edelim

    şimdi de ağırlıklı olarak cinayeti akıllara getiren delillere bir göz atalım. ölümün gerçekleştiği araç bulunduktan sonra jandarmanın çektiği fotoğraflarda aracın direksiyon altı zemininde bir çanta olduğu açıkça gözüküyor. rapordaki tespitte “yoğun kan birikintisi olan bir zemin üzerinde bulunan çantanın hem altının hem üstünün kanlı olmadığı, herhangi bir kan lekesi izinin bulunmadığı görülmektedir.” deniyor. bilirkişi, çantanın ölüm esnasında aynı yerde bulunması halinde üzerinde sıçrama, fışkırma türündeki tüm kan izlerinin görülmesi gerektiğine vurgu yapıyor. ayrıca, çantanın altındaki zemin üzerinde kan lekesi bulunmayan temiz bölgelerin olması gerektiğini belirtiyor. çanta temiz iken, kan lekelerinin zemin paspası üzerine geçtiği ve araç yıkama firmasına ait kağıt paspasının da kanlı olduğu belirtilerek nihai değerlendirme şöyle yapılıyor: “bu, çantanın kanama devam ederken burada olmadığını göstermektedir.”

    çantanın direksiyon altına, pedalların önüne ne zaman konulduğuna dair başka fotoğraflara dayanılarak yapılan tespite göre de çantanın alt kısmında herhangi bir kan lekesi bulunmuyor. çantanın temiz olduğu görülüyor. bilirkişi raporunda şunlar ifade ediliyor: “yukarıda anlatılan inceleme ve analizler neticesinde, çantanın ölüm sürecinin bitmesi ve kan lekelerinin pıhtılaşıp kurumasından sonraki bir zamanda fotoğraflarda görülen pozisyona geldiği görüş ve kanaatindeyim.”

    oysa yazının başında birebir alıntı yaptığımız savcı hasan aykaç’ın ‘kovuşturmaya gerek olmadığına’ dair kararın verilmesinde etkili olan gerekçelerden biri, arabanın kapılarının içeriden kilitli olmasıydı. bu noktada şunu sormak gerekiyor: kesiler meydana geldiğinde araç kilitli ise ki aykaç’ın kararında arka kapı kelebek camı kırılarak kapının açıldığı ve cesedin çıkarıldığı belirtiliyor- bu çanta nereden geldi? kim veya kimlerce kanlar donduktan sonra sürücü koltuğu önüne yerleştirildi?

    başbilen’in arkadaşlarından aldığımız bilgiye göre, boş bulunan çantanın içinde ölümünden önce 57 saat üzerinde çalıştığı altay milli tank projesi’nin 4 ve son etabına ait sunum ve harici bellek bulunuyordu. tank projesi, ayrı ekipler tarafından elektronik, mekanik, silah sistemleri ve zırh olmak üzere ayrı ayrı çalışılmıştı.

    şüpheli durumlar sadece çanta ile sınırlı değil. arka yolcu koltukları önüne serili, yıkama sonrası konan kağıt paspasların konumu ve üzerindeki kan lekeleri de ‘açıklanamaz’ durumlar içeriyor. rapora göre bu paspasların üzerindeki kan lekeleri arasında kanın akış yönleri, yoğunlukları ve oluşma mantıkları açısından hiçbir bağ yok. arka taraftaki kan leke ve birikintileri farklı nedenlerle kendine özgü bir şekilde meydana gelmiş. şoför koltuğunun arkasındaki yolcu koltuğu önündeki paspasın kapı tarafından ön koltuk altına doğru itilmiş olduğu da fotoğraflarda görülüyor.

    arka koltuk önünde görülen iki ayrı kan lekesinin oluşum itibarıyla 90 derece, yani yere dik açıyla damladığı tespit edildi. bu lekelerin maktulün hareket ettiği konuma, güzergâha, şoför koltuğunun konumuna ve kan serpintilerinin genel seyrine aykırı bir pozisyon ve açıda olduğu belirtildi. rapordaki diğer bir şüpheli durum da ön yolcu koltuğu arkasındaki kâğıt paspasın üzerindeki yoğun kan lekesi. Bu lekenin ön taraftan ya da başka yerden akıntı şeklinde olmadığı belirtiliyor.

    gençler ses verin demek : "buradayız yaz, seri yaz seri, yaz kardeşim buradayız, anlat panpa dinliyoz" gibi entryler girmek anldıbına geliyor
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +13
      Burdayız panpa seri yaz seri yaz kardeşim burdayız anlat panpa dinliyoz
      ···
    2. 2.
      +2
      kardeş bol bol entry giriyorum ki başlık üstte kalsın, milletimiz aydınlansın biraz..
      ···
   tümünü göster