/i/Devlet

  1. 276.
    +22
    geri döndüm arkadaşlar. işimin olduğunu söylemiştim. kusura bakmayın.bu arada alemsiniz adamı öldürdüler falan yazmışsınız hahaha. sabrınız ve ilginiz için teşekkürler.

    başlıyorum
    hüseyin başbilen, aselsan'da f-16, kanas suikast silahı ve milli tank gibi önemli görevlerde çalışan bir mühendisti. kendisinin ölümünden önceki son zamanlardaki ruh halinden çokça bahsedilir. bunun nedeni kendisinin intihar ettiğidir. arkadaşları ve yakın çevresi tarafından aslında mutlu, eğlenceli biri olarak bilinirmiş.ta ki evlenene kadar. peki insan evlenince neden mutsuz olsun diye soruyor olabilirsiniz. şöyle ki o dönemde kendisinin bir arkadaşı ile yapılan röportajda arkadaşı aynen şu sözleri söylemiştir “hüseyin, ölümünden birkaç ay önce evlenmişti. eşi pgibologdu. kadın, istanbul’da işini bırakıp ankara’ya gelmişti ama hüseyin’in ailesi evlenmelerine karşı çıkmıştı çünkü yanılmıyorsam, yedi ya da sekiz kardeşlerdi ve aileye hüseyin bakıyordu. bu nedenle aile evlenmelerini istememişti. eşi de o kadar kalabalık bir aileyle birlikte yaşamayı kabul etmemişti. yeni evliydi ama hayata küsmüş bir şekilde gelip gidiyordu işe ölümünden önceki son zamanlarda. normalde çok neşeli biriydi. evlendikten sonra ise sürekli başı önde, dalgın ve bitkin haldeydi. geçmiş gün... hatırladığım kadarıyla, pgibolog olmasına rağmen anlatmamış eşine yaşadığı bunalımı ama eşinin, ‘hüseyin’in intihar etmesinden endişe ediyorum’ dediği konuşuluyordu bölümde.”

    gördüğünüz gibi hüseyin'in ailesel bir problemi vardı ancak bu sorun intihar için yeterli bir sebep olabilir mi? tabi ki olamaz.

    daha önce anlattığım olaylarda, işin arkasında karanlık güçler olabileceği konusunda şüpheleriniz uyanmıştır ama hüseyin'in durumu daha farklı.bu yüzden aklımıza iki soru geliyor “hüseyin intihar mı etti yoksa savunma sanayinde aselsan’ın ana üretici olmasını istemeyen mihraklarca gözdağı olarak mı öldürüldü?”

    evet bu iki soruya yanıt arayalım şimdi.

    hüseyin'in cesedi ankara'da pursuklar yakınındaki kavaklı köyü aydıncık mahallesi mezarlık üstü mevkinde biçilmiş bir tarladaki otomobilinde bilekleri ve boğazı kesi bir halde bulundu

    şimdi bir yazıdan alıntı yapıyorum müsaadenizle

    genç mühendisin boğazı ve bilekleri kegib olarak bulunduğu mevki, sincan adliyesi’nin sorumluluk sahasındaydı. mevzuat gereği hukuki süreçte ilk olarak cumhuriyet savcısı hasan aykaç devreye girdi. savcı, başbilen’in yakınlarını şoke eden bir karara imza atarak ‘kovuşturmaya yer olmadığına’ hükmetti. savcı aykaç, 2006/12038 sayılı kararda şunları yazdı: “… şahsın otosunun kapılarının kilitli olduğu, araba anahtarının kontakta bulunduğu, bir adet alyans, bir adet kol saati ve güneş gözlüğünün teyp üzerindeki gözde bulunduğu, otonun kapılarının kilitli olması sebebiyle sol arka kelebek camı kırılmak suretiyle cesedin oto içerisinden çıkarıldıktan sonra yapılan kontrollerde oto içinde maket bıçağı ile ‘elveda’ diye başlayan ve “hüseyin başbilen, allah’ın bir kulu” imzalı bir veda mektubu bıraktığı, mektup üzerindeki imzanın ölen hüseyin başbilen’e ait olduğunun ekspertiz raporu ile belirlendiği, intihar mektubu metninin ölen hüseyin başbilen’in çalıştığı iş yerindeki bilgisayarında kayıtlı olduğunun tespit edildiği…”

    devamı geliyor lütfen ses verin
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster